Mecit Ünal

Öğretmenim Mustafa Kemal Atatürk

Öğretmenim Mustafa Kemal Atatürk …

Öğretmenim Öğretmenim Mustafa Kemal Atatürk … Eğitim; insanlığın geleceğinin en yaşamsal alanıdır. Ülkemizde, eğitim öneminin kavranması ve eğitim seferberliğinin başlamasının milâdı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile özdeştir.

Muasır medeniyet seviyesine ulaşmak hedefini gösteren ve ulaşmada gerekli olan nitelikli insan gücünün yetiştirilebilmesi için eğitim seferberliğini devrim yaparak başlatan Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Ülkelerin gelişmişlik düzeyini belirleyen birinci unsur; eğitimli, yetişmiş insan gücüdür.

Eğitimin öneminin kavranmadığı yıllar için tarih sayfaları; savaşları ve kahramanlıkları yazmaktadır.

Artık günümüzde çağdaş ülkelerin devletlerinin anlayışları güvenlikten sorumlu olmanın yanında, uygarlığın gereklerini yerine getirmeyi zorunluluk olarak görmektedir.

Çağdaş uygarlık düzeyini yakalamış olan devletler, ülkesinin güvenliğini sağlamasının yanında, vatandaşına;

İş verme ve iş olanaklarını sağlamak…
Çağdaş eğitim-öğretim olanakları sunmak…
Sağlıklı yaşam hizmeti ve sağlığını korumak…
Ulaşım özgürlüğünü sağlamak…
İletişim hizmetlerinden yararlandırmak…
Güvenli bir gelecek sağlamak…
Uygarlığın gelişmişliğine paralel ürettiği nimetlerden yararlandırmak gibi hizmetleri temel görevleri arasında görmektedir.

Devletin, vatandaşına verdiği hizmetlerin başında “eğitim” gelir.

İyi yetişmiş insan gücüne sahip olabilmek ancak nitelikli bir eğitimle mümkündür. Nitelikli eğitimin, olanak ve koşullarını devlet sağlamak zorundadır.

Devletin sunduğu olanaklar ölçüsünde, nitelikli eğitimi verecek olan ana unsur ise “ÖĞRETMENDİR”…

Öğrenim yaşına gelmiş çocuklarımıza eğitim vermek “ÖĞRETMENİN” en temel görevidir.

Öğretmenin yetiştirdiği öğrencilerin aldıkları eğitimin düzeyi ülke kalkınmasının düzeyi ile doğru orantılıdır.

Ne yazık ki, biz ülkemizde geleceğe taşıyacak olan kuşakları eğitecek “ÖĞRETMENLER” yetiştiremedik.

“ÖĞRETMEN” yetiştirmeyi beceremedik ve onların ihtiyacı olan altyapı ve donanım eksikliklerini gideremedik.

GİDERMEDİK!..

*Onların iyi eğitim vermelerini bilinçli olarak engelledik.
*Ekonomik özgürlüklerini sağlamak yerine düşük ücretle terbiye etmeyi siyasi meziyet saydık.
*Çağdaş eğitimin gereklerini yerine getirmeye çalışan aydınlığı rehber tutan güzel beyinli olanları, baskı ve sürgün ile yıldırmayı siyasi zafer saydık.
*Örgütlenmelerini yasa çıkararak engelleyeni, siyasi kahraman saydık.
*Var”mış” görünen örgütleri ile “ÖĞRETMENLER” silahsız savaşçı gibiler.
Grev hakkının bulunmadığını toplu sözleşme görüşmelerinin sonuçlarını yaşayarak gördük.

Üstelik birde hükümetin güdümünde hareket eden uydu sendikaların varlığı düşünüldüğünde polis copu ikramiyedir “ÖĞRETMEN” için.

Bugün, hükümetin istediği yönde hareketsizliği faaliyet sayan satılık karakterler; iktidar değiştiğinde, geçmişini tamamen unutarak yeni iktidarın karşısında mücadele kahramanı pozisyonu almayı taktiksel başarı sayarlar. Haberlerde okumaktan bıktık tipleri…

Ama bunlar, mücadelenin içinde kendi karakterlerini ve sınıf bilincini korumayı beceren onurlu insanlar tarafından tarihin çöplüğüne atılacaktır.

Aydınlık geleceği yakalayacak, yaşayacak ve yaşatacak bir nesil yetiştirmeyi beceren “öğretmenlerime” saygıyla…
Yaşama dair var olanların farkında olmanız dileğiyle…

Daha Fazla Göster