Şantajlar da gerilimler de bitsin artık
Şantajlar da gerilimler de bitsin artık. Seçim bittiğinde asgari ücret yükselmeyecek, yaşam koşulları iyileşip değişmeyecektir. Hal böyle olunca da bunca gerilimler, şantajlar, gerçekleşmesi pek mümkün olmayan vaatler niye ki!.. yorum/haber…
Şantajlar da gerilimler de bitsin artık !..
“hesap sorma ve hesap verme”
Dört aylık hummalı bir seçim çalışmalarının sonuna geldik. Son iki gün içindeyiz… Ama öyle bir hava estiriliyor ki, 31 Mart‘ta ‘yerel seçimleri yapıyoruz’ değil de, sanki ‘ülkemiz savaşa giriyor’!.. Şantajlar her yanı adeta sarmış, gerilimler had safhada, vaatler ise havada uçuşuyor. Şimdilerde de ‘gün hesap sorma’ günü değil, ‘seçimleri alma günü’ şeklinde siyasi partilerin aday ve yetkilileri tarafından açıklamalar yapılıyor. Oysa seçimlerin tümü, tüm niyetlerden bağımsız, ‘hesap sorma ve hesap verme’ üzerinden kurgulanır. Hesap sorulacaksa da bunu daha sonra soracaklar, soracaktır… şeklinde bir beklentiye havale çıkarılıyor.
“…mümkün olmayan vaatler niye ki!..”
Elbette ki seçimler her şeyin sonu olmayacaktır. Seçimler öyle ya da böyle bitecek… Ertesi sabah emekçiler hayatın acı gerçekleri ile yeniden karşı karşıya geleceklerdir. Beklentilerin aksine, seçim bittiğinde asgari ücret yükselmeyecek, yaşam koşulları iyileşip değişmeyecektir. Hal böyle olunca da bunca gerilimler, şantajlar, gerçekleşmesi pek mümkün olmayan vaatler niye ki!.. Tabii ki tüm bu yapılanlar iktidarın sürmesi ve muhalefetin çıkmayan sesinin daha da kısılması anlamına da gelecektir. Bu da seçim sonuçlarının okunmasına bağlı olacaktır.
“Emekçiler kendi gündemlerine dönmelidir”
Oysa emekçiler açısından yerel seçim sonuçları çok şey ifade etmese de, bunca gerilim bitecek!.. “biterse tabii ki…” emekçiler kendi gündemlerine dönüp, çalışma ve yaşam koşullarının iyileşmesi içinde mücadeleye devam edeceklerdir.
Böylesine bir, tablo karşısında emekçi halkımız elbette ki, ‘bana ne’ dememeli, seçmen olmaktan kaynaklı görevini mutlaka yerine getirmelidir.
Seçmen olarak emekçiler, mahallelerine, ilçelerine ve illerine sahip çıkmalıdırlar… Rantçı değil halkçı bir yönetim anlayışından yana olan adaylara ‘oy’ vermelidir. Bu geleceğe sahip çıkmanın, olup bitenler karşısında sessiz kalmamanın da bir göstergesi olacaktır.
Öyle ise; gerilimler son bulsun, halkçı, demokratik bir yönetimler beklentisi içinde; “Haydi, oy vermeye, oylarımıza sahip çıkmaya.”