ALIN YAZIMIN EN GÜZEL İZİSİN TANRIÇAM – 1
ah bir tanem, gittin gideli
bir sonbahar sabahının çiği ile üşüyen
ve sis kuşatması altındaki yorgun yüreğimle
uzun bir yolculuktayım…
günler yetmiyor..
gündüzler güneşsiz, yer- gök gri…
geceler zindan
çanlar “sen hayatımın kadını değil
hayatımın ta kendisisin diye seslenen
ve “cebimde yoktu, yüreğimden verdim “le avunan
seven yürekler için en yüksek volümden çalarken
kimliksiz
ve renksiz sisin kuşatması altındaki
civa yoğunluklu körfezin gözbebeklerini
aç martıların çığlıkları kanatıyor.
Islık çalan rüzgar ustura keskinliğinde.
sigaramın dumanı sis bulutu ile kucaklaşıyor…
güneş, sis bulutunun arkasında solgun,
can çekişiyor …
Sinsi bir planla boşaltılmış
ve şimdi kendini
öksüz sevgililer yurdu gibi hisseden
Haydarpaşa Garı gibi çaresiz
ve çığlık çığlığa yüreğim.
sorma sensiz ne haldeyim
sen bu kentte iken
günaydın hayat diyerek uyandığımda ısınırdı içim
gittin gideli gözlerime indi perde
odam soğuk, soğuk çok soğuk
kalbim siyah soğuklar işgalinde
yokluğun acı veriyor..
“yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman
bana:
“yaşa!” der gibi gülen senin yüzündü.”
gittin gideli
sensiz hayat ölümsüz de olsa anlamsız…
sana vurgun ,
sana tutsak yüreğimdeki renk renk menekşeler çırpınıyor.
sensizliğe katlanmak çok zor.
zordan da öte imkansız.
yokluğunda
seninle seVdiğim deniz kokulu bu şehrin
bir zamanlar
üzerinden tren geçen yürüyüş yolunda asılı
illegal bir militanın
seni
mahşer sirenleri çalana dek seveceğim hayat yazılı
kızıl
afişi gibidir
kal-
bim .
ahhh hayat bilsen seni sevmek ne güzel
günaydın tanrıçam diyerek
gün ışığı ile başlıyorum yeni bir güne..
Ve yine yeniden gün boyunca
her yerde, her şeyde her an seni yaşıyorum
şarkılarda sen varsın…
ben seni
bir okyanusun derinliğinde buldum da sevdim
paha biçilmez bir inciydin benim için
ben seni ayaz soğuğu bir mart akşamında
bir çocuğun
bayram sabahını beklediği heyecanla beklerken
birden bire karşıma çıkıp
gülüşündeki sıcaklığın
yalnız ve yorgun kalbime dolup da
beni sardığı,
yalnız ve yorgun kalbime hayat olduğun bir anda sevdim
merhaba diyen sesinde yeniden doğdum
seni sadece deniz dalgası saçların
ya da
her biri gökte iki yakut ela gözlerin
güzel bir yüzün , gökkuşağı gülüşün var diye değil
zekan, kararlılığın, savaşçılığın, anaçlığın
ve sana özel güzelliğin ile
derinden ve hissederek
ve hesapsız – çıkarsız sevdim
