Hâl Yasası Öneri ve Çözümleri
Vatan Partisi Merkez Çiftçi Bürosu Başkanı Ziraat Mühendisi Cenk Tümer Özdemir, “Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” konusunda yapılması gereken düzenlemeler ile ilgili basın açıklaması yaptı.- akarhaber
Son günlerde basın yoluyla halk arasında “Hâl Yasası” olarak bilinen “Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” konusunda oluşturulan yeni tartışmalara tanık oluyoruz. Ülkemizin tarımsal üretiminin sürdürülebilirliği, gıda güvenliği ve gıda enflasyonu ile ilgili sorunların çözülebilmesi açısından öncelikle bu kanunun amacına bakmakta fayda var.
Hâl Kanunu’nun “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. Maddesinde kanunun amacı anlatılmıştır. Burada “Kanuna konu olan malların ticaretinin kaliteli, standartlara ve gıda güvenilirliğine uygun olarak serbest rekabet şartları içinde yapılmasını, malların etkin şekilde tedarikini, dağıtımını ve satışını, üretici ve tüketicilerin hak ve menfaatlerinin korunmasını, meslek mensuplarının faaliyetlerinin düzenlenmesini, toptancı hâlleri ile pazar yerlerinin çağdaş bir sisteme kavuşturulmasını ve işletilmesini sağlamaktır” denilerek kanunun amacı ortaya konmuştur.
Yasadaki en önemli kısım “üretici ve tüketicilerin hak ve menfaatlerinin korunması” ifadesidir. Bugün tarımsal üretimde ve çarşı-pazarda yaşadığımız sıkıntılardan da anlıyoruz ki mevcut sistem üretici ve tüketicinin hak ve menfaatlerini koruyamamaktadır. Mevcut sistem içerisinde ise Hâl Yasası önemli ve doğru işlemesi gereken maddelerden sadece bir tanesidir. Yalnızca Hal Yasası üzerinde yapılan tartışmalar bizi asli sorunun çözümüne götürmez.
Hayata geçirilecek olan doğru ve yararlı bir Hal Yasasının gıda güvenliğimizi sağlamada çok önemli faydaları olacağı kesindir. Ancak tek başına sorunları çözemeyeceğini de söylemek gerekir.
Hâl Yasasının Üreticinin ve Tüketicinin sorunlarına çare olması için öncelikle:
• Planlı tarıma geçilmelidir.
• Yarım kalmış ya da başlanmamış sulama projeleri tamamlanmalıdır. Böylece basınçlı sulama sistemiyle “Sulu Tarım” yapılan arazilerde verim üç kat artırılabilir.
• Toprak Mahsulleri Ofisi, Et Süt Kurumu gibi tarımsal kamu kurumları güçlendirilmeli ve daha işlevsel hale getirilmelidir. Kapatılan kurumlar tekrar hayata geçirilmeli ve çiftçinin üretim maliyetleri düşürülmelidir.
• Üreticiye ucuz mazot, kaliteli ve ucuz tohumluk, ucuz gübre gibi temel girdiler sağlanarak üretim maliyetleri düşürülmelidir.
• Çiftçinin kooperatiflerde örgütlenmesi özendirilmeli, üretimde ve pazarlamada güçlü olması sağlanmalıdır.
• Tarımsal arazilerde toplulaştırma tamamlanmalıdır.
• Tarımsal araziler ve meralar korunmalıdır.
• Çiftçiye verilen desteklemeler üretilen ürüne, yeteri kadar ve tam zamanında verilmelidir.
Öncelikle bu sorunların çözülmesiyle beraber Hâl Yasasında yapılacak değişiklikler anlam kazanabilir.
MEVCUT HÂL YASASINDA NE GİBİ DEĞİŞİKLİKLER YAPILMALIDIR?
Hâl yasasında yapılacak değişikliklerin temelinde asıl amaç üretici ve tüketiciyi aracısız bir şekilde bir araya getirmek olmalıdır. Gıdanın “tarladan sofraya” kadar uzanan tedarik zincirini en kısa hale getirmek birinci amaç olmalıdır.
Üreticiyi ve tüketiciyi koruyacak bir Hâl Yasasında bulunması gereken unsurları sunuyoruz:
1. Mevcut yasaya göre üretici örgütlerine toptancı hâllerinde en az %20 yer ayırılmıştır. Pazar yerlerinde de yine üreticilerin %20 olarak yer alma hakkı vardır. Türkiye’de birçok pazarda tanık olduğumuz durum ne yazık ki yasadaki gibi değildir. Üreticiler pazarlardaki mafyavari oluşumlardan dolayı pazardaki hakları olan yerlerde satış yapamamaktadır. Toptancı hâllerinde de durum üretici açısından iyi değildir. Hâlde birden fazla yer almak yasak olduğu için hâldeki birçok yer akraba, eş, dost tarafından ele geçirilmiştir. Devletin kolluk güçleri ve teftişler ile bu durumun önüne geçilmesi gerekir.
2. Toptancı hâllerinde üretici örgütlerine ayrılan en az %20’lik oran yeterli değildir. Belediyelere bağlı olarak çalıştırılan toptancı hâllerinin özellikle İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerde sayısı artırılmalıdır. Üretici örgütlerine ayrılan yerin oranı toptancı hâllerinde en az %50 olmalıdır. Hatta gerekirse sadece üretici örgütlerinin faaliyet gösterdiği hâller kurulmalıdır. Üretici örgütlerine sağlanan bu kolaylıklar çiftçinin örgütlenmesi yolunda teşvik edici de bir adım olur.
3. Şehirlerde perakende alışverişin önemli adresleri olan semt pazarlarında da yine %20 olarak belirlenen üreticinin yer olarak payı en az %50 olmalıdır. Ya da daha köklü bir çözüm için çiftçilerin ürettikleri ürünü perakende olarak doğrudan üreticiye satabileceği, şehirlerde haftanın her günü açık olan sabit “üretici pazarları” kurulmalıdır.
4. Mevcut yasaya göre Toptancı Hâli dışında da Hâle bildirim yapıldığı takdirde mal satışı yapılabilmektedir. Toptancı hâline gelen malın satışından hal rüsumu olarak %1, hal dışında yapılan satıştan ise hal rüsumu olarak %2 vergi alınmaktadır. Toptancı hâlinde komisyoncu % 8 oranında kazanırken, hâle giren çıkan malın miktarı belliyken, hâl dışında satışı yapılan malın gerçekte kaç TL’ye satıldığı, kaç kg ya da kaç ton ürün satıldığı tam olarak bilinmemektedir. Devletin bu kayıt dışılıktan dolayı vergi kaybı çok büyüktür. Hâl dışında ağırlıklı olarak zincir marketler bu alımı yaparken, bu marketlerin tarımsal üretimi tamamen kontrol altına almaları gibi bir olasılık ta mevcuttur. Bu olasılık Türkiye’nin gıda güvenliğini tehlikeye sokabilecek kabul edilemez bir durumdur. Hâl dışında mal alımı ya çok sıkı denetlenerek tamamen kontrol altına alınmalı ya da bu ticaret sadece toptancı hallerinde yapılmalıdır.
5. Komisyoncu diye tabir edilen bazı hâl esnafı stokçuluk ya da imha etme yollarıyla ürünün piyasa fiyatının artmasına sebep olmaktadır. Çarşı-pazarda pahalılığa neden olan bu eylemlerin denetimlerle önüne geçilmelidir. Komisyoncuların ticaret yapmalarının engellenmesi, asli görevleri olan aracılık ya da al-sat faaliyetini yapmaları sağlanmalıdır.
Sıraladığımız bu maddelerde atılacak adımlar, alınacak önlemler sadece Vatan Partisi gibi milli ve devrimci politikalara sahip bir parti tarafından hayata geçirilebilir. Sorunun üzerinden atlayan, etrafında gezinen, üreticiyi korumak için değil rantçıyı, fırsatçıyı kollamak için çalışan, halkın karşısında sadece geveleyen siyasetler artık yolun sonuna gelmiştir. Üretim Devrimi ile açılacak olan bu yolda üreticilerimizi Vatan Partisi önderliğinde beraber yürümeye, Üreticilerin Milli Hükumetini kurmaya davet ediyorum.