Birlikte Halay Çekecekler miş!?

Vacit Çelik5 Mart 2025Son güncelleme: 12 Mart 2025

0 4 dakika okuma süresi

Birkaç ay önce DEM milletvekili, oyuncu S.S.Önder’e telefon açıp
“Birlikte Halay Çekeceğiz” diyen
MHP’nin başı ve sarayın baş destekçisi Devlet Bahçeli,
15 Mart 2022 yılında MHP Meclis Grup Kürsüsünden
canlı yayında
o yıl CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu için;
Kılıçdaroğlu, iktidar olduklarında, terörist Demirtaş’ı,
Soroscu Osman Kavala’yı
serbest bırakacaklarını ifade etmiş ve
“Sorarım sana Kılıçdaroğlu,
Öcalan canisini de serbest bırakacak mısın?” diye seslenmişti

Daha sonraki süreçte de her fırsatta
Kılıçdaroğlu’nun PKK tarafından desteklendiğini dillendirmiş
Millet İttifakı’nın C. Başkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun
PKK / Kandil tarafından desteklendiği ile ilgili
montaj video ile Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı seçmeni
hedef gösterilmiş,
bunun sonucunda da
İstanbul B. Şehir Belediye Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu
2023 de Erzurum’da
“Apo’nun piçleri, yıldıramaz bizleri” sloganları atan
sözde ülkücü özde siyasal islamcı – ırkçılar tarafından taşlanmıştı.

MHP başın Bahçeli TV ekranlarından,
Meclis grup kürsüsünden ve miting meydanlarında
her fırsatta HDP (DEM Partisi) eşittir PKK diye bağırmış,
HDP’nin kapanması gerektiğini söylemiş,
Emperyalist devletlerin beslemesi ve tetikçisi PKK’nın
sözde başı Öcalan için ip atmıştı…,
Hızını alamayan Bahçeli sonralarında
Yaklaşık 8 yıldır tutuklu olan
geçmiş dönem HDP’nin C. Başkanı adayı
Selahattin Demirtaş’ı “Terörist” diye tanımlamış,
Ve S.Demirtaş’a terörist demeyenleri de terörist ilan etmişti.
Kısacası MHP ‘nin başı ve sarayın baş destekçisi Bahçeli
MHP den daha fazla oyu ve milletvekili sayısı olan
T.C hazinesinden trilyon para desteği alan
TBMM‘ni gerektiğinde yöneten HDP (DEM Partisine)
her fırsatta saldırmış, HDP (DEM) ile merhabalaşan herkesi,
her partiyi terörist, terör örgütü PKK destekçisi ilan etmişti…
Sonra ne oldu nasıl oldu ise
MHP’nin başı D.Bahçeli aylar önce yine canlı yayında
birden bire HDP (DEM) Meclis grubunun bulunduğu yere yönelmiş
ve gülücükler dağıtarak DEM’li milletvekilleri ile tokalaşmış
sonra da MHP Meclis Grup Kürsüsünden
“Öcalan Gelsin Mecliste konuşsun” çağrısı yapan siyasetçi olmuştu.
Meclis Grup Kürsüsünden
“Öcalan gelsin, Meclis kürsüsünden konuşsun” diyen
DEM ya da CHP ya da bir başka parti olsa
Ortalık ateş yerine döner.
Başta MHP ve kışkırtılacak olan
MHP‘nin arka bahçesi Ülkü Ocakları
sokaklara dökülür,
O çağrıyı yapan parti il ve ilçe binaları taşlanır
savcılar harekete geçer,
tutuklamalar ve v.s.. v.s meler olurdu, neler
MHP’nin başı Bahçeli çıktı,
“Öcalan gelsin DEM meclis kürsüsünden konuşsun” dedi
Ve İlginç olan hiçbir şey olmadı.
Aksine MHP’li milletvekilleri ayakta alkışladı.
MHP’nin arka bahçesi ocakların kadroları dilsiz, kör ve sağır oldu.
Aksine süreç MHP’nin başı Bahçeli’nin çizdiği yolda sürdürüldü.
Ve o günden sonra senaryonun oyuncuları belirlenip
kontrolü çekimlerin geçildi.
Senaryoya itirazı olan sağcı- Türkçü parti genel başkanı
oldu bitti ile cezaevine konup susturuldu.
Öyle bir ortam yaratıldı ki
Bebek katili Öcalan’a sayın dememek,
Öcalan hakkında olumsuz söz seslendirmek
“BARIŞ düşmanı,
Bir arada kardeşçe yaşama düşmanı”,
“Dış güçlerin sesi” olmak gibi algı yaratıldı
Yaşanan ve yaşanacak olan süreç ile ilgili
bir roman, romanlar yazılabilir.

Ancak geçen gün okuduğum ünlü gazeteci Fatih Altaylı’nın
köşe yazısı anlamlı, kısa ve net bir anlatım bence..
Bugün de anlayışınıza sığınarak
Sayın Altaylı’nın yazısını özetleyerek
sizlerle paylaşmak istedim.

Evet ünlü gazeteci Fatih Altaylı
‘Saçmalama yarışmasının şampiyonu bir ülke’ başlıklı
köşe yazısındaki ‘Dönüşün nedeni’ ara başlıklı bölümünde
çarpıcı ifadelerde bulunmuş.

Altaylı yazısında Bahçeli’nin geçmiş dönemlerdeki
terör örgütüne verdiği tepkileri hatırlatmış.

Altaylı’nın yazısında dikkat çeken bölüm ise şu şekilde;
“Anlamıyorum, anlamıyorum, anlamıyorum.
Kimse de anlatamaz.
Öcalan 1999 yılında PKK’ya silahları bırakıp,
kendini lağvetme çağrısı yaptığında
MHP iktidar ortağı idi.
Bu çağrının gerçekleşmesini sağlamak yerine
hükümeti yıkmayı tercih etti MHP lideri.
2015 yılında benzer bir çağrı,
üstelik terörün çok daha etkin olduğu bir dönemde,
MHP lideri yine kürsülerden ip atıyor,
teröristle pazarlık olmayacağını
anlatıyordu.
2023 seçimleri öncesinde de
MHP liderinin tutumu farklı değildi.
Kürt sorunu denen meseleyi çözmek için yasal bir parti olan
HDP ile görüşülebileceğini söyleyen CHP’ye sallıyor,
CHP’nin iktidar olması halinde Öcalan’la pazarlık yapacağını,
terör sevici dediği Selahattin Demirtaş’ın
CHP tarafından serbest bırakılacağını iddia ediyordu.
Ve kendini milliyetçi ve muhafazakar olarak tanımlayan
bir kitle tarafından alkışlanıyor,
CHP ise terörist ilan ediliyordu.

“NE DEĞİŞTİ DE MHP’NİN TAVRI DEĞİŞTİ?”

Şimdi bana birisi, MHP’den birisi, çıkıp anlatsın.
Ne değişti de MHP’nin tavrı değişti?
Tabii bundan daha önemlisi şu.
MHP lideri teröre ve teröriste karşı tavrının yumuşamasını
bir şekilde rasyonalize edebilir, bir kılıfa sokup anlatabilir.
Ama CHP’nin HDP ile konuşmasını ihanet olarak görüp,
MHP’nin hem PKK hem de yıllarca
PKK’nın uzantısı olarak gördüğü parti ile uzlaşıp
neredeyse Öcalan’ı özgür bırakacak olmasına
sesini çıkarmayan ve bunu da alkışlayan kitlenin
iki yüzlü sahte milliyetçiliğini kimse anlatamaz.
İktidarların kendi politikaları veya üstlendikleri görev gereği
ülkelerin geleceğini istedikleri gibi
şekillendirmeye çalışmaları mümkündür.

“BÖYLE BİR ŞEYİ ANCAK YA TSK’YA YA DA MHP’YE YAPTIRABİLİRLER”

Bunu cehaletle, bilgisizlikle değerlendirmek büyük hatadır.
Dün, HDP’lileri ekrana çıkartmamasını,
“Biz bölücüleri, terörle arasına mesafe koymayanları
ekrana çıkartmayız” diyerek övünç vesilesi yapan
eski mesai arkadaşım M. Akif Ersoy’un
bugün HDP’lilerle kol kola girip
Devlet Bahçeli’ye Nobel Barış Ödülü istemesini
başka türlü değerlendirmek gerekir.
Yıllar önce bir siyasetçi,
“Türkiye kolay kolay bölünmez.
PKK bu savaşı kazanamaz.
PKK’nın buna gücü yetmez.
Böyle bir şeyi ancak ya TSK’ya
ya da MHP’ye yaptırabilirler” demişti.
Galiba gün o gün.

***

Bu arada geçmiş dönem AKP Genel Başkanı
AKP iktidarının Dış İşler bakanı ve
T.C Başbakanlığı yapmış olan,
Sonrasında neler oldu, neler yaşandı ise
AKP den istifa eden ve bugün yüzde o.o1 oy oranına sahip
Gelecek Partisi Genel başkanlığını üstlenen
Gelecek Partisi Genel Başkanı iken
Gönlüm AKP ‘de diyebilen (Çekez)Ahmet Davutoğlu
Bir TV canlı yayınında
1-Anayasadan Türklük kaldırılsın.
2- Kürtçe 2. resmi dil olsun.
3-Tabelalarda Kürtçe de yazılsın diye
Tabi sonra da gelsin lazca, Çerkezce, Gürcüce, Zazaca….
Boynundan büyük laflar etmiş.
Ben ne mi düşündüm…
Yazdım, yazdım, yazdım sildim. ,
Anladınız…
Düşmanların ortak özelliği,
Laik-Demokratik ve Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyetidir.
Son söz ve karar saygı değer vatandaşımızın