Perinçek: İran’a saldırı Türkiye’ye saldırıdır!
Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek, İsrail’in İran’a saldırısının ardından Türkiye hükümetinin öncelikli olarak İncirlik ve Kürecik üslerini TSK’nın kontrolü altına alması gerektiğini belirtti.- akarhaber
İsrail’in, İran’a düzenlediği terör saldırılarının ardından Vatan Partisi’nden ilk tepki geldi. Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, sosyal medya hesabından paylaşım yaptı. Perinçek’in açıklaması şöyle: “İran’a saldırı Türkiye’ye saldırıdır. İncirlik ve Kürecik Üsleri derhal Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kontrolüne alınmalıdır. Gazze ve Filistin’in yanında olanlar, İran’ın da yanındadır.”
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek daha sonra Ulusal Kanal yayınına bağlanarak, değerlendirmelerde bulundu, İsrail’in saldırıları sonrasında Türkiye’nin bazı kararlar alması gerektiğini belirtti. İncirlik ve Kürecik üslerinin TSK kontrolü altına alınması gerektiğini ve buralardaki NATO askerlerinin ülkelerine gönderilmesi gerektiğini kaydeden Perinçek, “Bu savaşın sonucu İsrail’in yenilgisidir. İsrail saldırganlığı, kendi saldırısıyla kendisi hakkında idam kararını vermiştir” diye konuştu.
“İSRAİL TÜRKİYE’Yİ HEDEF ALIYOR”
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, İsrail’in İran’a yönelik saldırısına ilişkin Ulusal Kanal yayınına bağlanarak şu açıklamayı yaptı:
“Bu saldırıyı Türkiye olarak, Türk milleti olarak ve Türkiye devleti olarak yüksek tepelerden seyretmiyoruz. Doğrudan doğruya bu saldırı, Türkiye’ye de saldırıdır. Hepimizin bildiği gibi İsrail’in bölgemizdeki stratejik hedefi Kürdistan adı altında İkinci İsrail’i kurmaktır. Dolayısıyla bu saldırı bize yöneliktir. İran bizim binlerce yıllık kardeşimizdir. İsrail de bölgemizde Türkiye’yi hedef alan konumdadır ve arkasında da Amerika’nın olduğu bilinmektedir. Bu saldırı karşısında yalnız kınamalarla hiçbir zaman Türkiye kendi sorumluluğunu yerine getiremez.”
“KENDİ MİLLETİMİZE KARŞI SORUMLULUK VAR”
“Burada İran’a karşı bir sorumluluk var ama her şeyden önce kendi milletimize karşı sorumluluk var. Türkiye’nin yapması gerekenler var. Bunun başında da İncirlik radar üssünü ve Kürecik üssünü, TSK denetim altına almalıdır. Türkiye hükümeti bütün dünyaya ilan etmeli. ‘TSK, Kürecik’teki radar üssünü ve İncirlik üssünü kontrol altına almıştır. Bütün dünyaya ilan ederiz. Bu üslerden hiçbir şekilde İsrail saldırganlığına bir yardım gelmeyecektir. Buna Türkiye izin vermiyor.’ demelidir. Ondan sonra o üslerdeki Amerikan, NATO uzmanları, askerleri memleketlerine bir hafta içerisinde gider.”
“TEHDİT EDİLEN ÜLKE TÜRKİYE”
“Bu süreç Vatan Partisi’ni hükümet sorumluluğuna taşımaktadır. Yaşanan koşullarda bir milli hükümetin olması, Türkiye için hayati önem taşımaktadır. Vatan Partisi o hükümetin merkezlerinde olacaktır. O milli hükümet İncirlik ve Kürecik üslerinin TSK kontrolüne geçmesini sağlayacaktır. Bu savaş yalnızca İsrail-İran savaşı değil. Kafkaslardan başlayalım. Azerbaycan var, Gürcistan, Ermenistan, Abhazya Cumhuriyeti, Rusya, Kazakistan var. Oralardan başlayarak Karadeniz, Kırım, Doğu Akdeniz’de geçerek Hürmüz Boğazına kadar bir cephe oluştu. Bütün bu cephe ülkeleri şu anda taraf konumdalar. Amerika ve İsrail’in tehdit ettiği yerlerdir burası. Türkiye tehdit edilen ülkedir.”
“LAFLA TAVIR OLMAZ”
“Daha yeni Dedeağaç’ta Türkiye’yi hedef alan NATO tatbikatı yapıldı. O tatbikatta Yunan zırhlı tümenleri Meriç Nehri’ni geçiyordu. ABD o nehri geçecek tertibatları getirdi. Dolayısıyla bu savaşın genişlemesi durumunda hangi manzaralarla karşılaşacağımızı bir tatbikatla öğrettiler. Bu savaşın bütün cepheyi kapsaması mümkündür. Doğu Akdeniz, burada en kritik olan yerdir. İsrail’e karşı yalnız kınamalarla değil. Savaşı önlemek istiyorsak lafı bırakalım. Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümetimize sesleniyorum. Lafla, lanetlemeyle İsrail’e karşı tavır olmaz. Aynı zamanda Filistin halkının, Gazze halkının yanında olmak da bugün İran halkının yanında olmaktır. İsrail hem Gazze hem de şu anda İran ile karşı karşıya gelmiştir. Dolayısıyla İran’dan Filistin’e kadar uzanan bir savaş cephesi oluştu. Burada ilk yapılacak iş İncirlik ve Kürecik üslerine TSK’nın el koyması ve buraları kontrol altına alması. Buralar zaten bizim vatanımız. İncirlik ve Kürecik üsleri doğrudan doğruya Türkiye’ye Türkiye topraklarından yöneltilen bir hançerdir. Bu düşman hançerlerini kendi topraklarımızdan temizlemeliyiz. İran’a karşı kardeşliğimizi de bu kararlı tavırla ifade edebiliriz.”
“KÜRESELCİLER KAYBEDİYOR”
“Savaşlarda ilk vuran bir mevzi kazanır. Türkiye’nin kendi savunması için ilk yapacağı işler var. O da İncirlik ve Kürecik üstlerini TSK’nın kontrolüne alınması. Bu savaş, Amerikan ve Avrupa emperyalizminin küreselci güçleriyle o ülkelerde daha vatansever olarak adlandırılan kuvvetler arasında da cepheleşmeyi getiriyor. Türkiye bunu da çok iyi değerlendirebilir. Bütün dünyada küreselciler kaybediyor. Türkiye’nin yeri tartışmasız bellidir. Türkiye, yükselen Asya’nın yanında olmak, önünde olmak durumundadır. Kararlı tavır alan bir devlet yönetimine ihtiyacımız var.”
“MOSSAD AJANLARI”
“Bu saldırı İran’ı birleştiriyor. Sayın Hamaney’in, Pezeşkiyan’ın önderliğinde İran’ı birleştiriyor. Bu saldırı İran’da rejim değişikliği getirecek falan bunlar hayal. İran milleti büyük bir millet. Bu saldırı mevcut rejimi daha da güçlendirdi. Atlantikçilerin, İsrail yandaşlarının, Türkiye’deki Amerikan yandaşlarının çıkarı İran’da rejim değişikliğinden yanadır. Ama bunların da Türkiye’de bir gücü yok. ‘İran’daki rejim değişirse Türkiye’nin çıkarınadır.’ diyenler, MOSSAD’ın ajanlarıdır. Bunlar büyük ölçüde 15 Temmuz sonrasında temizlendiler.”
“TARAFSIZ KONUMDA DEĞİLİZ”
“Amerika’nın içinde de bir çarpışma var. Trump yandaşları ile küreselci olan Biden takımı arasında bir çatışma başladı. Bu aynı zamanda Netanyahu’ya bir cesaret verdi. İsrail’in saldırganlığını destekleyen küreselci kanadın atakta olduğu, Trump’ı tehdit ettiği bir sırada bu durumdan yararlanarak bir saldırıya kalkıştı Netanyahu. Ama bu aynı zamanda İsrail içindeki cepheleşmede de anlamlı. İsrail içinde de Netanyahu’ya karşı isyan bayrağı kaldıran İsrail halkı var. Bütün cepheleri ısıtan, ateşleyen etkileri oldu saldırının. İran’ın bu saldırılara çok etkili cevap vereceğini göreceğiz. İsrail’in İran’ı teslim alması mümkün değil. İsrail başına büyük bir belayı almıştır. İsrail’in bu savaştan yenilgiyle çıkacağına şahit olacağız. Biz burada tarafsız konumda değiliz. Bu savaşta tarafız.”
“NEREDEN BİLİYORSUNUZ?”
“İsrail propagandasına çok dikkat etmemiz lazım. Televizyonlarda bunlar sinsi sinsi yapılıyor. Bugün basınımıza büyük görev düşüyor. Bu savaş Ankara’yı ilgilendiren bir savaştır. Onun için tarafsız havalar, dolaylı İsrail yandaşlığı bunlar kimseyi kandırmayacaktır. Basının da sorumlu tavır alması gerekir. MOSSAD’ı parlatan kampanya başlatıldı. Durun bakalım nereden biliyorsunuz? Gece karanlığında hangi bilgiler geldi size? Nereden biliyorsunuz İsrail istihbaratının kuvvetli olduğunu ya da İran istihbaratının zayıf olduğunu?”
“SAVAŞIN SONUCU İSRAİL’İN YENİLGİSİ”
“Rusya’nın cephesi belli. Rusya bugün zaten savaşan bir ülke. Rusya, Amerika ve Avrupa’nın küreselcilerine karşı savaşıyor, savaşta olmayanlar kendileriyle ilgili sorular sorsun. Biz kendimize sormalıyız biz neredeyiz diye. İsrail bir avuç topraktır. Bir taraftan girdiğinde diğer taraftan çıkarsın. Ama İran öyle değil. İsrail’in o küçücük toprak parçasını koruması öyle kolay değil. İsrail’in o küçücük toprak parçasını savunmasının da öyle kolay olmadığını göreceğiz. İran’ın milli gücü ile İsrail’in milli gücünü karşılaştırdığımızda İran lehine bir sonuç çıkar. Bu savaşın sonucu İsrail’in yenilgisidir. İsrail devletini yaşatabilirlerse onlar için bir başarı olur. İsrail saldırganlığı, kendi saldırısıyla kendisi hakkında idam kararını vermiştir.”
KÜRECİK RADAR ÜSSÜ NEDEN ÖNEMLİ?
İran’ın İsrail’i vurduğu 13 Nisan 2024 gecesi Kürecik’in oynadığı rolü daha iyi anlayabilmek için, 2010 senesine gitmek gerekiyor.
2010 yılının Kasım ayında Lizbon’da düzenlenen NATO Zirvesi’nde üye ülkeler, balistik füze tehdidine karşı hava savunmasını bütünsel bir şekilde ele almaya karar verdiler. Bu kapsamda NATO Entegre Hava ve Füze Savunması (IAMD) çerçevesinin bir bileşeni olarak NATO Balistik Füze Savunması (NATO BMD) oluşturuldu. “Otoriter aktörler çıkarlarımıza, değerlerimize ve demokratik yaşam tarzımıza meydan okuyor.” denilen açıklamada, tehditlerin adı da koyulmuştu: İran ve Rusya.
SAVUNMANIN 4 UNSURU
Böylece Balistik Füze Savunması için bir dizi yatırım yapılmaya başlandı. 2012’deki Chicago Zirvesi’nde de NATO’nun Balistik Füze Savunması’nın dört ana unsuru belirlendi:
– Almanya’daki Ramstein Hava Üssü’nde komuta-kontrol merkezi
– Romanya’daki Devesulu ve Polonya’daki Redzikowo Üssü’nde füze bataryaları
– Türkiye’deki Kürecik Üssü’nde AN/TPY-2 X Bant radar sistemi
– İspanya’daki Rota Limanı’nda dört adet füzesavar destroyeri
GEMİLER NATO GÖREVİNDEYDİ
İşte Kürecik’i ele veren ayrıntı da İspanya’da görevli gemiler oldu. İran’ın İsrail’e 331 füze fırlattığı 13 Nisan gecesi, füzelerin bir kısmı USS Carney (DDG-64) ve USS Arleigh Burke (DDG-51) destroyerleri tarafından düşürüldü. Halbuki bu gemiler, NATO’nun Balistik Füze Savunması kapsamında İspanya’da görev yapıyordu. Saldırı öncesi Rota Limanı’ndan demir alan gemiler, Doğu Akdeniz’e gönderilerek hazır halde bekletildi. Hem USS Carney hem de USS Arleigh Burke, tanesi 10 milyon dolar olan SM3 füzelerini ilk kez ateşleyerek İran füzelerini düşürdü. Amerikan Denizcilik Enstitüsü, konuyla ilgili haberinde şu bilgilere yer verdi:
“USS Arleigh Burke’nin Rota’da görevlendirilmesi, Balistik Füze Savunması’na yönelik Avrupa Aşamalı Adaptif Yaklaşımı’nın bir parçası. İspanya’daki destroyerlerin yanı sıra Polonya ve Romanya’da da balistik füzeleri engellemek üzere iki Aegis Ashore bataryası bulunuyor.”
KÜRECİK’TEN RAMSTEİN’A
Söz konusu gemilerin harekete geçirilmesi, İsrail’in savunmasında NATO’nun aktif rol aldığını gösteriyor. Bu durumda aynı görevin bir parçası olan Kürecik Radar Üssü’nün de 13 Nisan gecesi aktif olduğu anlaşılıyor. Uzmanlar, İran’dan kalkan füzelerin Kürecik Radarı tarafından tespit edilerek bilginin anlık olarak Ramstein’daki komuta merkezine iletildiğini, burada kıymetlendirilen bilginin Doğu Akdeniz’deki gemilere iletilerek füzelerin düşürülmüş olabileceğini değerlendiriyor. Türkiye’nin de Kürecik Radarı’nın elde ettiği verilere erişim izni bulunurken, 13 Nisan gecesi radarın hangi bilgileri kime ilettiği konusunda ayrıntılı bir açıklama yapılmıyor.
TAHRAN DAHA ÖNCE UYARMIŞTI
Kürecik Radarı’nın İsrail’i koruduğu, daha önce Tahran tarafından da dile getirilmişti. 5 Ekim 2011 tarihinde konuyla ilgili konuşan dönemin İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Türkiye’nin NATO’ya ait erken uyarı radar sistemine ev sahipliği yapma kararını sert sözlerle eleştirmişti.
Ahmedinejad, İran televizyonuna yaptığı açıklamada, radarın İran ile bir silahlı çatışmaya girilmesi durumunda İsrail’i korumayı amaçladığını kaydetmişti.