Kurucu Parti CHP Al-Ver Partisi Değildir
“Masada CHP olursa
belki de İmamoğlu dışarıda olacak”…!!??
Saygıdeğer okurlar,
bugün Kocaeli – Başiskele Belediyesinde
Haziran ayının ilk haftası patlayan
ve vatandaşın Kocaeli gazetesi haberi ile
bilgilendiği ancak bir buçuk ay oldu olay ile ilgili
en ufak bir açıklama ve sonuç haberini olmadığı
İmar ve şehircilik Müdürlüğü
ve Yapı Kontrol Müdürlüğü’nce verilen
usulsüz yetki belgesi ve ruhsat olayı
milyonlarca vurgunu paylaşmayı düşünmüştüm.
Ancak bu değerlendirmeyi bir sonraki güne bırakıp
DEM Partisi Eş Genel Başkanının düşündürücü
Ve benim için de
üzüntü verici sıcak açıklamasını
anlayışınıza sığınarak paylaşmak istedim.
Evet, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan,
partisiyle ilgili
“ittifak” tartışmaları üzerine
“Kim nereden çıkarıyor
bizim birilerine eklemleneceğimizi,
birilerinin siyasetini destekleyeceğimizi?” demiş.
ve devamında…
CHP’ye de “süreç”le ilgili olarak seslenerek
“Masada Cumhuriyet Halk Partisi olursa
belki de İmamoğlu dışarıda olacak.
Belki de
bütün siyasi tutsaklar dışarıda olacak” diye
noktayı koymuş…!!??
Bence öyle bir anda akla gelen
ve seslendirilen bir açıklama değil
Aksine, ürkütücü ve düşündürücü bir açıklama …
Öncelikle DEM’in başta Selahattin Demirtaş olmak üzere
bir çok yöneticisi uzun yıllardır tutsak .
Tabi son 3 ay içinde de
başta İmamoğlu olmak üzere CHP’nin
Büyükşehir ve
il- ilçe belediye başkanları da
gizli tanık yöntemi ile
delilsiz ve iddianamesiz ve
çok ağır koşullarda tutsak ..
Anayasa Mahkemesi kararına rağmen
Hatay Milletvekili Av. Can Atalay
Uzun zamandır tutsak.
Yıllar önce kullandığı bir- iki twit yüzünden
kadınlar, gençler, sanatçılar, siyasiler tutsak.
Adalet adına
böyle bir ürkütücü tablo ortada iken,
adeta yargıda tuz kokmuş iken
DEM Partisi Eş Genel Başkanının
CHP “DEM Parti olarak AKP ve MHP ile
birlikte olduğumuz masada olmayı kabul ederse
İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığını
3 kez kazanmış,
16 milyon İstanbullunun başkanı
ve 16 milyon vatansever vatandaşın
Oyu ile CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı sayın İmamoğlu
belki de serbest kalacak diyebilmesi
o masanın bir pazarlık masası olduğunun,
başta CHP’nin seçilmiş belediye başkanlarının
siyasi bir tutsak olarak tutulduklarının ve
aynı zamanda da DEM Partisi yöneticileri olarak
yaşatılan ve yaşanan hukuksuzluğu
kabul ettiklerinin itirafı sanki.!!??
Ve bugün oy oranı yaklaşık 7 olan DEM’in
Türkiye’nin birinci partisi ve
bugün için oy oranı yaklaşık yüzde 40’a
dayanan CHP’yi ve CHP’nin
her geçen gün milyonların gönlünde taht kuran
Genel başkanını adeta tehdit…!!??
Sayın Bakırhan’ın yaptığı yemleme ve
DEM Partisi olarak
AKP ve MHP ile yaptıkları pazarlıklara
CHP’yi ortak etme kurnazlığı…!!
Bu açıklama
vatansever DEM seçmeni için de
mutlaka üzücü ve düşündürücü.
Ancak bu ince ve kurnazca yemlemeye
CHP Genel Başkanı Özgür Özel,
günler öncesinden
‘’Kürt vatandaşlarımızla uzlaşmanın,
kucaklaşmanın,
birlikte yürümenin yolu DEM’den geçmiyor” diye
açıklık getirmiş ve
Türkiye’nin 102 yıllık kurucu partisi CHP;
Ulusal kurtuluş savaşımımızın önderi,
Laik- Demokratik Cumhuriyetin kurucusu
İlk cumhurbaşkanımız
ve dünya liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e
ve Cumhuriyetimizin temel ilkelerine düşman,
Osmanlıcı-Arapçı-Tarikatçı
ve Amerikancı-İsrailci siyasal islamcılar
ve etnik bölücülerle
pazarlık masalarına oturmayacağının görüntüsünü
net olarak vermişti.
Evet, Sayın özel çok haklı…
Bugün Türkiye’nin birinci partisi ve
oy oranı yüzde 40’a yaklaşmış olan CHP’nin
vatandaşlar ile kucaklaşması için
DEM’e ihtiyacı varmış gibi
bir görüntü vermeye çalışmak anlamsız.
Öyle anlaşılıyor ki DEM aracılığı ile
CHP masada sorumluluk üstlenmeye zorlanıyor.
Tabi, olur da yarın, işler istedikleri gibi gitmez ise
daha önce de olduğu gibi
yaldızlı MİLLİYETÇİ laflarla MASAYI yıkacakları zaman
CHP’yi suçlasınlar, CHP’yi şeytanlaştırsınlar.!!??
***
Yaklaşık 13 milyon Kürt vatandaşın olduğunu
ve DEM Partisi’nin de oyunun
sadece 4 milyon olduğu düşünülürse
demek ki DEM Partisi
öyle yaratılan algı gibi Kürt vatandaşların partisi
yani Kürt vatandaşların
tek temsilci partisi değilmiş.
Ancak ilginç olan
öyle imiş gibi görünmesi, görüntülenmesi…!!??
***
Gazeteci İsmail Saymaz’ın verdiği bilgiye göre
Devlet Bahçeli:
“Cumhurbaşkanı’nın iki yardımcısı olsun,
biri Kürt, diğeri Alevi olsun.” !!?? demiş..
Eğer demişse üzücü ve ayrıştırıcı bir düşünce…
Çünkü Devlet makamları, siyasi mevkiler etnik ve
dini kontenjanlara göre belirlenemez.
Milleti etnik ve dini kimliklerine ayrıştırmaktır.
O zaman denmez mi Lazların,
Çerkezlerin, göçmenlerin canı yok mu?
Düşünsene ABD’nin Trump’ına diyorlar ki
3 yardımcın olsun
biri beyaz biri siyahi biri Kızılderili…
Oysa cumhuriyet eşit vatandaşlık demektir.
Bir benden, bir ondan, bir şundan, bir ötekinden
zannedildiği gibi masum ve demokratik değildir.
Türkiye Cumhuriyeti Irak, Lübnan
ya da Suriye değil. Olmaz, olamaz da.- akarhaber
***
Esen kalın
Kozmosun tavanı kadar saygılar