Mahzen

Babacan’dan sahte diploma tepkisi

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’la bir araya geldi.- akarhaber
DEVA Partisi Genel Merkezinde gerçekleştirilen görüşmenin ardından basın açıklaması yapan Babacan, sahte diploma skandalına ilişkin “2018’den beri yürürlükte olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ne kadar vahim sonuçlar üretebileceğinin de başka örneğidir” yorumunu yaptı.

“Devlet yönetiminde denge kontrol kalmadı”

“Bu konu gerçekten akla hayale sığacak bir konu değil… Kişisel veriler, e-imza, bunlar her bir vatandaşımızın mahremidir ve bunlar devlete emanet edilmiş mahremdir ve devlet bu mahreme sahip çıkamamıştır. Aslında şu anda 2018’den beri yürürlükte olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ne kadar vahim sonuçlar üretebileceğini de başka örneğidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile beraber yani başkanlık sistemi ile beraber, devlet yönetiminde denge kontrol kalmamıştır, güçler ayrımı kalmamıştır. Denge kontrolün olmadığı yönetim sistemlerinde de bu tür hatalar, bu tür vahim sonuçlar maalesef olur. Hiç kimse denetlenemez değildir, hiç kimse hesap vermez olamaz fakat bu sistem ülkeyi yönetenlerin kontrol edilmediği, hesap vermediği bir sistem halinde uygulanmaktadır ve bu sistem devam ettiği sürece Türkiye’nin başına çok iş gelir, çok mağduriyet doğar. Bir menfaat şebekesi gününü gün eder ama geniş kitleler mağdur olur.

“İstifa edin, hesap verin”

Bu konu büyük bir konudur, vahim bir konudur ve mutlaka sorumlular hesap vermelidir. Bu kadar önemli bir konuda hatası olan kimse derhal istifa etmelidir. Ya başka bir ülkede bunun onda biri olsa bakandan başlar, aşağıya doğru istifa eder, bırakır gider… ‘Ben yapamadım, beceremedim, elime yüzüme bulaştırırdım’ der, istifa eder gider. Böyle bir şey kabul edilemez! Yani onun için bunun gereği yapılmalı ve sorumlular baştan aşağı kimse istifa etsinler, ondan sonra gidip hesap versinler.”

“Ortak aday için yorum yapmak erken olur”

Babacan, İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu’nun muhalefete yönelik yaptığı ortak aday çağrısına da, “Daha önce şunu söyledim, tekrar etmemde bir sakınca yok. Her partinin genel başkanı doğal bir cumhurbaşkanı adayıdır, yani eğer bir siyasi parti ülkeyi yönetme iddiasıyla varsa, ‘Şu andaki iktidar yapamıyor, beceremiyor, bu ülkeyi ben yöneteceğim, ben idare edeceğim’ diyorsa her partinin genel başkanı doğal cumhurbaşkanı adayıdır. 2023 seçimlerinde farklı formüller oluşturuldu, ortak adaylık modelleri denendi, sonuçları hep beraber biliyoruz.  Bir sonraki seçimlere de daha vakit var, bir sonraki seçimlerle alakalı bugünden yorum yapmak erken bir yorum olur ama işin tabiatında, doğasındaki hakikati de göz ardı etmememiz gerekir” yorumunu yaptı.

“‘4 yılda %32’yi gördük’ demek bir başarı değildir, bu kafayla bu iktidarın enflasyonu tek haneye indirmesi mümkün değildir” diyen Babacan, Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in “44 aydan bu yana en düşük enflasyonu yakaladıklarına” yönelik ifadesinin sorulması üzerine şunları kaydetti: “44 ay yaklaşık 4 sene demek… Demek ki 4 yılda getirebildiği, 4 yılda ulaşabildikleri en düşük rakam %32-33 gibi bir rakam. Unutmayalım bu ülkede enflasyon iki yılda tek haneye inmiştir, 10 yıl boyunca tek hanede gitmiştir. Bu ülkede enflasyonla mücadele ediyorsak enflasyonu tek haneye indirmek ve orada tutmak başarıdır. Yani ‘4 yılda %32’yi gördük’ demek bir başarı falan değildir ve bu kafayla bu politikayla bu iktidarın enflasyonu tek haneye indirmesi mümkün değildir, olamaz da…

“Sadece faizi yükselterek enflasyon düşmez”

Hatırlayalım, Sayın Şimşek göreve geldiğinde enflasyon %36’ydı. İki buçuk yıl geçti, şu anda 32-33’ten bahsediyoruz… Niye böyle? Çünkü sadece faizi yükselterek enflasyon düşmez. Merkez Bankası tabii ki enflasyonla mücadelede üzerine düşeni yapmalıdır. Merkez Bankasının vazgeçilmez görevi vardır ama tek başına yetmez. Enflasyonu düşünmenin çok önemli bir yolu da maliye politikasıyla yani tasarrufla olur. Maliye politikası, para politikasına destek vermediği sürece enflasyonun tek haneye inmesi mümkün olmaz. Bu nasıl olacak israfın önlenmesi ile olacak… Yani devlet tasarruf edecek, maliye politikasıyla Merkez Bankasına destek verecek… Şu anda israfı önlemle ilgili tek bir adım görüyor musunuz? Tasarruf adına bir gayret görüyor musunuz? Tam tersine tam gaz israfa devam…

“Nihai hedef, enflasyonun çok üzerinde insanların gelirlerini artırmak olmalıdır”

Enflasyon düşmesi için bağımsız Merkez Bankasının atacağı adımlar, maliye politikası, yapısal reformlar… Bunların bütünüyle ancak enflasyon düşer ama sadece enflasyon düşmesi de yetmiyor ki… Yani enflasyon düşsün ama halkın refahı artıyor mu, reel bazda insanların geliri artıyor mu? Asıl ekonomi politikasının hedefi nedir? İnsanların mutlu ve müreffeh olmasıdır… Enflasyon istediği kadar düşsün, düşük enflasyon ortamında insanlar mutlu mu, insanlar rahat geçiniyor mu? Nihai hedef insanların reel gelirini artırmaktır yani enflasyonun çok üzerinde insanların gelirinin artırılmasıdır… Bunların hiçbirisi olmuyor şu anda…

“Topyekûn zenginleşme ancak topyekûn politika revizyonuyla mümkün”

Mesele sadece enflasyon değil… Tabii ki enflasyon düşmeli, tabii ki tek haneye inmeli orada kalmalı… Bu hükümet iş başında olduğu sürece bu mümkün değil, olmaz. Hep söylüyorum hukuk olmayınca, adalet olmayınca, şeffaflık olmayacağı ekonomi olmaz ama tek başına enflasyon düşmesi de değil topyekûn zenginleşme ancak topyekûn politika revizyonuyla mümkün, parlamenter sistemle mümkün, ülkeyi yöneten kadronun ehil bir kadro, dürüst bir kadro olmasıyla mümkün ve kararların istişare ile alınmasıyla mümkün ve en başta söyledim bu e-Devlet, e-imza meselesi… Kontrol ve denge sistemlerinin derç edildiği bir yönetimle ancak mümkün.”

Daha Fazla Göster