EMEP: Savaşlara İşgale ve Soykırıma Karşı Barışın Sesini Yükseltelim!

EMEP: Savaşlara İşgale ve Soykırıma Karşı Barışın Sesini Yükseltelim!
Emek Partisi (EMEP) Kocaeli İl Örgütü, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, savaşlara, emperyalist saldırganlığa, işgale ve soykırıma karşı halkları barış mücadelesini büyütmeye çağırdı.- akarhaber
“Barış mücadelesinin gerçek sahipleri dünya işçi sınıfı ve ezilen halklardır” vurgusunu yapan EMEP Kocaeli İl Başkanı İlhami Şahbaz, Türkiye’nin NATO’dan çıkmasını, ABD üslerinin kapatılmasını, Kürt sorununun eşit haklar temelinde demokratik çözümünü ve siyasi tutsakların serbest bırakılmasını talep etti. Şahbaz, bu akşam 18.00’de İzmit Merkez Bankası Önü’nde başlayacak yürüyüşle gerçekleşecek açıklamaya katılım çağrısında bulundu.
Emek Partisi’nin açıklaması şöyle;
“1 Eylül Dünya Barış Günü’ne, bu yıl da savaşların, soykırımın ve yoksulluğun gölgesinde giriyoruz. Türkiye’de ise iktidar bloku, halkların Kürt meselesinde barış ve demokratik çözüm beklentisini istismar eden bir politikayı sürdürüyor.
Tayvan’dan Yemen’e, Filistin’den Ukrayna’ya dünyanın birçok yerinde emperyalist güçlerin yarattığı savaşlar ve çatışmalar; üretimden günlük yaşama, toplumsal ilişkilerden kültürel alanlara kadar yaşamın kılcal damarlarına işleyerek her şeyi etkiliyor. Halklar, emperyalistler arasındaki egemenlik mücadelesinin sonucu olan savaşların ağır sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalırken, silah tekelleri başta olmak üzere sermayedarlar servetlerine servet katıyor.
Emperyalistler arasındaki rekabetin kızışması, dünyanın birçok bölgesinde bölgesel savaş ve çatışmalara yol açmakta; emperyalistlerin ve işbirlikçi gericiliklerin her yıl kâr rekorları kıran silahlanmaları, dünyayı yeni bir emperyalist paylaşım savaşı tehdidine doğru sürüklemektedir.
İsrail’in Gazze işgaline karşı ikiyüzlü politika
Bölgede kan ve gözyaşı durmuyor. Suriye’de Alevi ve Dürzi katliamı yaşandı.
Bölgeyi adeta ateş çemberine çeviren Siyonist İsrail, Filistin’e yönelik saldırılarını kesintisiz sürdürüyor. Başta ABD olmak üzere emperyalist güçlerin desteğini alan Netanyahu, tam işgal planını devreye soktu ve Gazze’de soykırım uyguluyor.
TBMM’de muhalefetin çağrısıyla gerçekleşen Gazze oturumunda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “İsrail’le ticaretimizi tamamen kestik. Türk gemilerinin İsrail limanlarına gitmesine izin vermiyoruz. İsrail’le tüm ticari ilişkileri kesen başka ülke yok” açıklamasını yapsa da AKP iktidarının, İsrail’e silah malzemesi taşıyan ‘VELA’ adlı geminin durdurulması çağrılarına kulak tıkadığı ve Mersin Limanı’nda saatlerce bekleyen geminin 10 Haziran 2025 günü yola çıkarak İsrail’in Aşdod Limanı’na ulaştığı biliniyor.
İsrail’e silah satan şirketlerin de yer aldığı 17’nci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’na (IDEF 2025), İstanbul Fuar Merkezi’nde Milli Savunma Bakanlığı’nın ev sahipliği yapmasını protesto edenlerin gözaltına alındığı ve tutuklandığı da henüz çok sıcak bir gelişme.
Bugün Suriye’deki yıkımın ve HTŞ’nin halkların başına bela edilmesinde başat rol oynayan aktörlerden biri olan Erdoğan iktidarı, İsrail Siyonizmi’nin Filistin halkına yönelik soykırımı karşısında da ikiyüzlü bir politika izliyor. İsrail, ABD emperyalizminin Ortadoğu halklarına yönelik saldırganlığının vurucu gücü olarak öne çıkarken, Erdoğan iktidarı ise İsrail’e karşıymış gibi bir tutum sergilese de ticareti sürdürmüş; ülkedeki NATO üslerini İsrail’in hizmetine sunarak bu saldırganlığa suç ortaklığı yapmıştır.
Barış mücadelesinin gerçek sahipleri dünya işçi sınıfı ve ezilen halklardır!
Ülkemizde işbirlikçi sermaye güçleri ve onların iktidarı, yayılmacı emelleri doğrultusunda Ortadoğu’dan Kafkasya’ya bölgemizdeki emperyalist yeniden dizayn politikasında daha ileriden rol kapmaya ve iç siyaseti de bu temelde tahkim etmeye çalışmaktadır.
Ekim 2024’ten bu yana devam eden “süreç”te, Kürt siyasi hareketi cephesinden silahların susması için atılan adımlara rağmen iktidar hiçbir somut adım atmadığı gibi siyasi operasyonlarına da devam etmektedir.
Açıktır ki, tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nın Kürt meselesinde kalıcı barış ve çözüm beklentisini istismar etmesinin önüne geçebilmenin yolu ancak ve ancak işçi sınıfı ve halklarımızın ortak mücadeleyi büyütmesinden geçmektedir.
Bugün 1 Eylül Barış Günü’nde bölgede ve ülkede barış mücadelesi, işçi sınıfı ve halklarımızın elinde yükselecektir.
-Türkiye NATO’dan çıkmalı, ABD üsleri kapatılmalı ve emperyalist bağımlılığa son verilmelidir.
-Kürt sorununun eşit haklar temelinde demokratik çözümünün sağlanması için gerekli yasal ve hukuki düzenlemeler gerçekleştirilmeli; siyasi operasyonlar ve kayyım uygulamaları son bulmalıdır. Siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı ve eşit yurttaşlık ile anadilde eğitimin önündeki engeller kaldırılmalıdır.
-Her türlü demokratik hak ve eyleme yönelik yasaklamaların, basın, ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır.
-1 Eylül meydanlarında ve tüm mücadele alanlarında, barış ve demokratik çözüm için mücadeleyi büyütelim!”