“Cehalet” Kapitalizm ve din tüccarlığının Sinsice ve ustaca kullandığı silahtır
“Cehalet” Kapitalizm ve din tüccarlığının Sinsice ve ustaca kullandığı silahtır
Yine yeniden merhaba kalpleri gökyüzü- kalpleri okyanus
ve tüm hücreleri ile barış- özgürlük- adalet
ay yıldızlı kızıl bayrak ve vatana sevdalı
Saygıdeğer Akar Haber okurları.
Biliyorum, sevdalısı olduğumuz güzel vatanımızın
Ekonomi ve siyasi sorunları hepimizi bunaltıyor
Her geçen gün yediden yetmişe vatandaşlarımızın gelecek güveni
Güneş görmüş kar gibi eriyor
19 yıldır yetkiyi ve gücü elinde tutanlar
Ustaca, kurnazca ve sinsice masal anlatıyor,
Yalan söylüyor ve özellikle kontrollerindeki
yandaş-tetikçi medya eliyle de hep zeytinyağı gibi üste çıkma
algısını pompalıyorlar.
19 yıldır yaşatılan ve her geçen gün daha da dayanılmaz hale getirilen
Yaşamsal sorunları bu yazılık bir yana bırakıp
Bu sefer de sosyal medyada okuduğum ve
Sizlerin de hiç yabancısı olmadığına inandığım
A. İhsan Kaplan’ın Arapça dan çevirisi bir yazıyı paylaşmak istedim
MISIR’da HAKİM VE SANIK
Eski Mısır devlet başkanı Enver Sedat’ı
yaptığı suikast sonucunda öldüren sanığa hakim sorar:
Hakim: “Sedat’ı neden öldürdün?”
Katil: “Çünkü laik’ti”
Hakim: “Laik ne demek?”
Katil: “Bilmiyorum!!”
Mısır’ın en iyi edebiyat adam’ı Necip Mahfuz’u
öldürmeye çalışıp başarısız olan sanığa hakim sorar: “Neden vurdun?”
Sanık: “Sokak çocuklarının hayalleri” adlı kitabı yazdığı için…
Hakim: “Peki sokak çocuklarının hayallerini okudun mu?”
Sanık: “Hayır”
Hakim Yazar Faraç Foda’yı öldüren üç teröriste sorar: “Neden Faraç Foda’ya suikast düzenleyip öldürdünüz?”
Suçlu: “Çünkü kafir”
Hakim: “Onun kafir olduğunu nereden anladın?”
Suçlu: “Onun Kitabı’ndan”
Hakim: “Hangi Kitabı’ndan anladın onun kafir olduğunu?”
Suçlu: “Ben okuma yazma bilmiyorum”
Hakim: “Nasıııll!!!
Suçlu: “Ben okuma yazma bilmiyorum”
Sonuç olarak bizde de…
1950 de Amerikancı- sağcı- din tüccarı sağcı siyaset
iktidar oldu ve 1950 den
bu güne kadar ülkemizi yönetiyorlar…
sonuçta eğitime verdiğimiz vergiler bize
toplumumuza hurafe ve safsata ile
sömürülen akılların,
cehaleti olarak bize geri döndü…
Bunun içindir ki;
“Hedefimiz güneşe gitmek değil, güneş olmaktır”
Bunun için de;
Ne Tek adam, umutsuzluk, Ne teslimiyet
Ulusal Demokratik Hükümet…
Kızıl ışık ve gökyüzünün tavanı kadar saygılar…