Siyaset

Fatih Altaylı Tutuklandı ve Bir Şekilde Susturuldu

İYİ Parti Kocaeli İl Başkanı Av. M. Kamil Şirin, Fatih Altaylı’nın tutuklanması sonrası siyasi gelişmeler ışığında bir basın açıklaması yaptı- akarhaber

Fatih Altaylı’nın susturulması, hemen herkesin susmaya ve biat etmeye zorlanmasıdır.
Bu karar, hakka, hukuka ve hukuk devleti ilkesine temelden aykırıdır.

Fatih Altaylı, hukuken hiçbir şekilde makul kabul edilemeyecek bir varsayımdan yola çıkılarak tutuklanmıştır.
Ne yazık ki, “kraldan çok kralcı” bir refleksle hareket eden adalet bürokrasisi, hukuku çekiştirerek, eğip bükerek her geçen gün daha da yıpratmaktadır.

Ceza hukukunun temel prensiplerini bir kenara bırakan savcı ve hâkimlerimizin kararlarıyla, ülkemizde keyfilik ve totaliterlik hızla kurumsallaşmaktadır.

Tarihsel bir gerçekliktir: Osmanlı’da pek çok kere padişahlar, saray darbeleri ya da entrikalar sonucu tahttan indirilip sürgün edilmiş veya katledilmiştir.
Yerlerine ise saray erkânı ile uyumlu çalışacak hanedan mensupları geçirilmiştir.
Bu tespiti yapabilmek için hukuk fakültesi mezunu olmaya gerek yoktur.
Her yurttaşımız bu tarihsel bilgiye hâkimdir.

Fatih Altaylı’nın yaptığı bu tarihsel hatırlatmanın neden bir tehdit olarak yorumlanmakta olduğunu ne Cumhuriyet Savcılığı ne de Sorgu Hâkimliği tatmin edici bir şekilde gerekçelendirmemiştir.

Fatih Altaylı’nın sözlerinde hiçbir tehdit cümlesi bulunmamaktadır.
Fatih Altaylı, yakın tarihi anlatmaktadır.

Sayın savcıların ve hâkimlerin görevi, niyet okumak değil, hukuk düzenini hukuku güçlendirerek korumaktır.

Hukuk düzenini muhafaza etmenin ilk basamağı; hukuk uygulayıcılarının kendilerine sadece hukuku rehber edinmeleri ve bağımsızlıklarını hemen herkesten, özellikle de siyasal iktidardan korumalarıdır.

Ezcümle; Cumhuriyet Savcılığı’nın tarihsel bir gerçekliği hatırlatma mahiyetindeki sözler nedeniyle soruşturma açması, Sorgu Hâkimliği’nin ise tutuklama kararı vermesi, hukuki bir durumu değil, sadece iktidara tabi olunduğunu, iktidara memur olunduğunu düşündürmektedir.

Bilinmelidir ki Türkiye bir padişahlık değil, bir Cumhuriyet’tir.
Ve bu ülkede kıymetli ve ebedi olan değer, sadece Cumhuriyete, Türk milletine, hukuka ve demokrasiye bağlılıktır.

Kimse endişe etmesin:
Ne bir kişi, ne bir zümre, ne de herhangi bir ideolojik anlayış; bu devletin temelini oluşturan Cumhuriyet değerlerini ortadan kaldıramayacaktır.

Bizler gerekirse siper oluruz, duvar oluruz ve milletin iradesiyle seçilmiş olanın arkasında dururuz.
Gerekirse bunun için bedel de öderiz.
Ama asla Cumhuriyet’e, demokrasiye, seçme ve seçilme hürriyetine, hukukun üstünlüğüne ve düşünce ile ifade serbestisine vurulacak darbelere sessiz kalmayız.

Kimse, söylemediği bir sözün ötesinde bir şeyler söylemiş gibi varsayılıp, sırf siyasi niyet okumasıyla bir şahsı suçlu ilan edemez.

Fatih Altaylı elbette bir süre sonra serbest bırakılacaktır.
Ama ona bu hukuksuzluğu reva gören zihniyet, yarın elbet halkın vicdanında mahkûm olacaktır.

Sayın Cumhuriyet’in savcıları; sizin göreviniz Cumhuriyet’in hukukunu korumaktır.
Bırakın düşündüğünü ifade eden gazetecilerle, fırsat eşitliği ve yaşanabilir bir ülke hayal eden gençlerle uğraşmayı;
Hırsızlarla, yağmacılarla, devlet ve millet düşmanlarıyla, emperyalizmin uşaklığını yapanlarla uğraşın ve savaşın.

Kaldı ki mesele sadece Fatih Altaylı’nın tutuklanması değildir.
Ülkenin belki de en tanınan gazetecisinin bile hiçbir makul gerekçe olmadan tutuklanması, tüm toplumun tehdit edilmesi ve susmaya zorlanması anlamı taşımaktadır.

Bu itibarla, açık hukuksuzluktan derhâl geri dönülmelidir.
Hukukun yanındayız.
Fatih Altaylı’nın yanındayız.

Daha Fazla Göster