Tek Çözüm Af Kanunu
Tek Çözüm Af Kanunu
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferdi Tanhan, Türkiye’den tümüyle çekildiğini açıklayan PKK terör örgütünün kararını memnuniyetle karşıladıklarını içeren açıklama yaptı- akarhaber
Basına ve Kamuoyuna
Bugün 12. kongresiyle kendisini fesheden PKK, “Barış ve Demokratik Toplum” sürecini ikinci aşamaya taşımak için attığı adım olarak Türkiye’deki tüm unsurlarını sınır dışına çektiğini açıkladı.
Vatan Partisi olarak yapılan bu açıklamayı memnuniyetle karşılıyoruz.
Bu vesileyle kaçınılmaması ve vakit kaybedilmemesi gereken görevleri yeniden ilan ediyoruz:
1. Yaşanan süreç “Barış ve Demokratik Toplum” ya da “Terörsüz Türkiye” olarak kavramlaştırılmamalıdır. İfade edilen bu hedeflerin ötesinde, “Bütünleşen Türkiye” stratejik amacı benimsenmelidir.
2. Teröre karışmış olan unsurların ve onların denetimi altında kalan vatandaşlarımızın Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle ve Türk Milletiyle bütünleşmeleri, stratejik bir hedeftir. Niyetlerin ve beyanatların ötesinde kanuni düzenlemeyle gerçekleşmesi zorunludur.
3. Vatan Partisi’nin Hükümetin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve kamuoyunun değerlendirmesine ve kararına sunduğu Af Kanunu, tek yol ve yöntemdir. Tarihte silah bırakanları ağır cezalara çarptıranların kalıcı zaferler kazandığı görülmemiştir. Böyle tarihsel büyük işler, kin, intikam, kan davası gibi sıradan duygularla ve dar görüşlülükle başarılamaz. Önümüzde ancak öncü hassasiyetle ve stratejik duruşla çözülecek zorlu bir iş bulunuyor.
4. “Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ve Türk Milletiyle bütünleşme” iradesi ve kararında olan PKK mensupları cezalara çarptırılmayacaklarını bilerek feshedilmiş olan örgütle bağlarını gönül rahatlığıyla koparmalıdır.
Vatan partisinin kanun önerisinde olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle ve Türk milletiyle bütünleşme iradesini ifade eden tüm PKK yöneticileri ve mensupları affedilmelidir. Bunun gerçekleşebilmesi için sorumluluk hükümet ve TBMM’nin üzerindedir.
5. Ayrı bir devlet kurmak, federe devlet kurmak, özerklik ve ortak millî kültürümüz dışında ayrılıkçı kültürel çözümlerin peşine düşmek gibi yanlış amaçlardan eylemli olarak vazgeçmenin karşılığı olan düşünsel ve söylemsel tavır artık eski PKK yöneticilerinin tamamından beklenmektedir.
6. Türküyle ve Kürdüyle bütün milletimizi birleştiren ve kaynaştıran amaçlara hizmet eden ve ortak geleceğimize yönelik duygu ve kararlılığı güçlendiren bir söylem dili benimsenmelidir. Toplumla ve devletle bütünleşme amacı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hala yabancı bir güce seslenirmiş gibi seslenen bir literatüre sığınarak gerçekleşemez. Bu dil intikamcılığı göreve çağıran sinsi ve süreci baltalayan bir dil olur
7. PKK yöneticisi Sabri Ok, “PKK’ye özgü Geçiş Hukuku esas alınmalı” diyerek özel bir kanuni düzenleme beklediklerini söyledi. PKK’nın Kendisini Feshetme ve Silah Bırakma Kararı almasından ve Türkiye’deki unsurlarını geri çekmesinden sonra çıkarılacak af, örgütüyle bağına son vermiş olan ve silah bırakan PKK mensuplarıyla sınırlı olmalıdır.
8. Kurtuluş Savaşı’nın en kritik koşullarında Ankara’daki Devrimci Hükümet Koçgiri İsyanından sonra, 1921 yılı Ekim ayında üst üste iki af çıkarmıştır. Bu tarihsel miras değerlendirilmelidir.
9. Özellikle Suriye’nin Kuzeyinde yer alan yapının Suriye Devletiyle bütünleşmesi doğrultusunda atılacak adımlar Türkiye’deki sürecin ilerlemesine bağlı olarak gelişecektir. Örgütle bağına son verenler ve silah bırakanlar ile terör faaliyetinde ısrar edenler arasında ayrım yapmak, Türkiye’nin güvenliği ve teröre karşı etkin sonuçlar almak açısından da gereklidir. Bu yüzden artık vakit gelmiştir. Bu kanun çıktıktan sonra Türkiye’ye, Mehmetçiğe silah doğrultmak gibi bir seçeneğe yönelenler açık açık intiharı seçmiş olacaktır. Türkiye kendine güvenmelidir. Güçlü devlet aynı zamanda gerektiğinde affeden devlettir.



