Genel

Fatma Başkan’dan Adaletsiz Pay Dağılımına Karşı Kanun Teklifi Önerisi

Fatma Başkan’dan Adaletsiz Pay Dağılımına Karşı Kanun Teklifi Önerisi

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, Türkiye Belediyeler Birliği çalıştayında yaptığı konuşmada gündüz nüfusu bir milyonu aşmasına rağmen 380 bin nüfusa göre pay alan İzmit’in yaşadığı gelir adaletsizliğini çözmek için kanun teklifi önerisi sundu- akarhaber

“GÜNDÜZ NÜFUSUMUZ 1 MİLYON 380 BİN NÜFUSA GÖRE PAY ALIYORUZ”

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, Türkiye Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen “Dinamik Nüfus ve Belediye Bütçeleri: Hizmet Yükü – Kaynak Dengesizliği ve Adil Finansman Modelleri Arayışı” Çalıştayında konuştu. Başkan Hürriyet, “Kayıtlı Nüfusun Ötesinde: Sahada Yaşanan Hizmet Yükü – Kaynak Dengesizliği” panelinde yaptığı açıklamalarda, belediyelerin gerçek nüfusa göre değil kayıtlı nüfusa göre fonlanmasının hizmet üretimini zorlaştırdığını vurguladı. Hürriyet, nüfusa göre yapılan pay dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesi için kapsamlı bir kanun teklifi hazırladıklarını ve milletvekili aracılığıyla TBMM’ye sunulabileceğini ifade etti.

“380 BİN NÜFUSA GÖRE PAY ALIYORUZ”

Başkan Hürriyet, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Kocaeli sanayinin başkenti. Toplamda 2 milyon nüfusa sahip, dinamik bir şehir. Limanlarıyla birçok kentin yükünü taşıyan bir yapısı var. Kocaeli’nin kalbi ise İzmit’tir. Gebze büyüdü elbette fakat şehrin ana merkezleri hâlâ İzmit’te yer alıyor. Gündüzleri bir milyondan fazla insan İzmit’e geliyor. Yerleşik nüfusumuz 380 bin olmasına rağmen 42 ilden daha büyük bir şehiriz. TÜİK’in 2024 verileri de bunu doğruluyor. Ancak buna rağmen hâlâ bu nüfusa göre pay alıyoruz. İller Bankası’ndan aldığımız tutar 121 milyon lira. Bu tutarı nüfusa böldüğümüzde kişi başına düşen pay 319 lira.

“TÜM BELEDİYELERİN SORUNU”

Gündüz toplanan çöp miktarımız 8 bin 700 tonken gece toplanan çöp 3 bin 200 ton. Bu rakamlar bile gündüz–gece nüfus farkının boyutunu gösteriyor. Sosyal hizmet kapasitemiz her yıl artıyor. Gündüz nüfusumuz bir milyonun üzerine çıkarken aldığımız pay hâlâ 380 bine göre belirleniyor. Pay artış hızı, nüfus artış hızımızla uyumlu değil. Üstelik enflasyon nedeniyle giderler her geçen saat artarken, merkezden gelen payların artışı komik seviyede kalıyor. Bu durum yalnızca bizim değil, tüm belediyelerin sorunu.

“HER YERE YETİŞMEK ZORUNDAYIZ”

2020 yılında temizlik işleri bütçemiz 6,5 milyon liraydı. 2025 yılına geldiğimizde bu rakam 39 milyon liraya çıktı. Geçtiğimiz günlerde yeni temizlik araçları aldık; 49 milyon liralık yatırım yaptık. Beş yıl önce tüm araçlarımızı satın almış ve kiralamaları bitirmiştik. O dönemde 27 milyon liraya 71 kamyon almıştık. Bugün ise 20 milyon liraya yalnızca 5 kamyon alabiliyoruz. Vatandaş önce muhtara, sonra belediyeye gelir. Her şey belediyeden bekleniyor ve her yere yetişmek zorunda kalıyoruz. Merkezden gelen paylar düzenli artsa bile maliyet artışları ve yanlış planlamalar nedeniyle gelir–gider dengesi birbirini karşılamıyor.

“YOĞUNLUK İZMİT’TE”

CHP’li belediyelerin en önemli hizmetlerinden biri kreşlerdir. Önceden yalnızca İzmit halkına kreş hizmeti veriyorduk, şimdi ise 6 kreşimizle diğer ilçelerden gelen vatandaşlara da hizmet sunuyoruz. Örneğin Körfez’de oturan ama İzmit’te çalışan bir vatandaş çocuğunu bizim kreşimize bırakabiliyor. Çünkü en yoğun araç trafiği İzmit’e giriyor, en çok asfalt İzmit’te yıpranıyor.

“ADALETSİZ GELİR DAĞILIMI BİZİ FAZLA ETKİLİYOR”

Aynı zamanda Büyükşehir Belediyesinde Grup Başkanvekiliyim ve diğer ilçelerin raporlarını da inceliyorum. Örneğin turizm iddiası olan bir belediye yıllık 5 kilometre asfalt hedefi koymuş ancak yıl sonunda yalnızca 1 kilometre yapabildiğini raporlamış. Biz ise yıllık 100 kilometre asfalt hedefi koyuyoruz ve çoğu zaman bu hedefi aşıyoruz. Adaletsiz gelir dağılımı olduğunda bizim gibi merkez belediyeler çok daha fazla etkileniyor.”

“PARTİ FARKI ADALETSİZLİK YARATIYOR”

Büyükşehirlerdeki ilçe belediyeleri açısından değerlendirilmesi gereken çok fazla detay bulunuyor. Kocaeli’de İzmit’i CHP, Büyükşehir’i ise AKP yönetiyor. Bu nedenle parti farkından kaynaklanan adaletsiz büyükşehir uygulamalarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Belediyeler Birliği üzerinden bu konuda kanun teklifi sunulması da mümkün.

“İLÇE BELEDİYELERİ ES GEÇİLDİ”

Örneğin, Büyükşehire verilen bazı imkânlar ilçe belediyelerine kanuni olarak tanınmıyor. Hem Büyükşehir hem biz sosyal tesis işletiyoruz. Melih Gökçek döneminde çıkan bir yasa var; bu yasaya göre büyükşehirlerin sosyal tesisleri veya işletmeleri meclis kararıyla belediye şirketlerine tahsis edilebiliyor. Ancak ilçe belediyeleri bu kanunda tamamen es geçildi. Aslında tek bir kelimelik bir ekleme yeterliydi fakat yapılmadı.

“ÇIKMAZA GİRİYORUZ”

Dolayısıyla biz, yüzde 100 sermayesi belediyeye ait bir şirket bir işletmeyi devralmak istediğinde açık ihale yapmak zorunda kalıyoruz. Bir sürü kişi ihaleye giriyor. Merkezde olduğumuz için çok değerli işletme alanlarımız var. Sosyal hizmet amacıyla bizzat işletip vatandaşa uygun ve kaliteli hizmet vermek istiyorum fakat yapamıyorum. İhale yasaları çok katı. Ya 51/g yöntemine başvuruyoruz ya da başka formüller arıyoruz. Bu da sürekli müfettiş trafiği demek. İktidar olmayan belediyelerde müfettiş eksik olmadığı için çıkmaza giriyoruz.

“BU DEĞİŞİKLİK HİZMET ÜRETMEYİ KOLAYLAŞTIRACAK”

Hem büyükşehirler hem de ilçe belediyeleri özelinde, yetkiler açısından onların yapabildiğini bizim yapamadığımız birçok konu var. Bu nedenle ilgili kanun düzenlemelerinin yeniden ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Bu değişiklikler hizmet üretmeyi kolaylaştıracak. Para pul istemiyoruz; yapılacak küçük bir yasa değişikliği bile o kadar çok sorunumuzu çözecek ki… Aksi takdirde şirketimize gereksiz kira yükü biniyor. Zaten şirketimiz birçok hizmeti zararına gerçekleştiriyor. 3 liraya çay satıyoruz, birçok ürün piyasanın çok altında.

“EŞİTLİK, ADAELT VE GERÇEKÇİ DEĞERLENDİRME”

Şirket bu hizmetleri sürdürmek zorunda ancak her adımda borç artıyor. Hizmet alanı büyüdükçe personel ihtiyacı artıyor, SGK devreye giriyor. Eskiden şirketlerin SGK borcunda doğrudan şirketlere işlem uygulanırken şimdi belediyenin hesaplarına haciz konulabiliyor.
Bizim en büyük beklentimiz; eşitlik, adalet ve gerçekçi değerlendirmelerdir. Bu adaletin sağlanmasının en temel yolu budur.

“KAYNAKLARI DAHA ETKİN KULLANMAK ADINA”

Nüfusumuz 380 bin. C12 sınıfında olmamız gerekirken kanunda C15 kategorisinde görünmekteyiz. Yani gece nüfusuna göre belirlenmiş bütçeyle, gündüz nüfusu çok daha yüksek olan bir şehre hizmet vermeye çalışıyoruz. Tarım nüfusu olan, turizm nüfusu olan, bizim gibi gündüz nüfusu yüksek belediyelerin koşulları birbirinden çok farklı. Bu yüzden her belediyeyi kendi gerçekleriyle değerlendiren bir kanuni düzenleme gerekiyor. Böylece kaynakları daha doğru ve etkin kullanabilir, daha sürdürülebilir hizmet üretebiliriz.

“AKP’Lİ BELEDİYE HER AY ÖZEL KALEM ATAMASI YAPIYOR”

Çöp toplama bugün en büyük gider kalemlerinden biri. Asfalt atmak bile sorun hâline gelebiliyor. Bu durum, hizmet memnuniyetini de düşürüyor. Olası bir yasal düzenleme sadece belediyeler arasında değil, vatandaşın aldığı hizmette de adaleti sağlayacak.
Bu benim ikinci dönemim. Başkan yardımcısı atayabilmek için daha yeni, yalnızca bir özel kalem ataması yaptırabildik bakanlığa. Ama AKP’li Büyükşehir Belediyesi neredeyse her ay meclise özel kalem ataması getiriyor, ardından Bakanlığa ya da Cumhurbaşkanlığına gönderiyor.

“GERÇEKÇİ DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR”

Biz ise bakanlıkların kapısında beklemek zorunda kalıyoruz. Kocaeli bir sanayi kenti. Vergi tahsilatı ve tahakkukunda Türkiye’de 1. veya 2. sıradayız. Ancak Türkiye’yi beslediğimiz ölçüde, belediyelere –AKP’li belediyeler de dâhil– adil ve gerçekçi bir kaynak dağılımı sağlanmıyor. Bu nedenle gerçekçi düzenlemelere ihtiyaç duyuyoruz. Bu konuda bir kanun teklifi önerisi hazırladık. Bu tabi İzmit özelinde hazırlandı. Bu konuda bir yasal düzenleme teklifi verilmek istenirse diye bir öneri sunmak istedik. Milletvekilleri aracılığıyla verilebilir.

“YASAL DÜZENLEME ŞART”

Geçici çözümler, kalıcı sorunlara dönüşüyor. Her il, ilçe ve beldenin kendi koşulları içinde gerçekçi şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Maliyetler, bölgesel özellikler, ülkenin siyasi konjonktürü gibi birçok parametre var. İzmir’deki bir ilçe belediyesi ile Kocaeli’deki bir ilçe belediyesinin durumu tamamen farklı. O nedenle yasal düzenlemelerin gerçekçi bir zemine oturması şart.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler