Kontrollü yaşam ve aklıma takılan sorular
Kontrollü yaşam ve aklıma takılan sorular … “Birlik beraberliğin en üst seviyede yaşanacağını beklerken “devlet içinde devlet olmaz” diye ayrıştırıcı bir çıkışla yapacakları herşeyin siyasi ikballeri için olduğunu bize gösterdiler…”
Kontrollü yaşam ve aklıma takılan sorular
Şubat ayında başlayan tedirginlik süreci mart ayının 11’inci günüyle birlikte tedbirli yaşamayı öngören süreci başlattı. Yaşamak isteyen ve birlikte yaşamayı özleyenler kendilerini evlerine kapadılar ve o gün bugündür disiplinlerini bozmadan yaşama arzularını nakşediyorlar…
Covid-19 belası dünyayı ortak düşmanda birleştirdi. Görünen o ki, alınan haberlere göre aşı bulununcaya kadar kontrollü yaşam sürecek. Ve bu yaşamın ana sloganı “yaşamak istiyorum” yada “ölmek istemiyorum” olacaktır. Yaşamak isteyen ve ölmek istemeyenler kontrollü yaşayacaklar.
Koronavirüs süreci bizim ülkemizde sağlık yönüyle iyi yönetildi denilebilir. Ancak hükümetin genel yönetimi için aynı iyimserlik duygum yok. Koronavirüs belasıyla uğraşılan bir dönemde bile sadece ve sadece siyasi ikbal için yeni gerilim alanları yarattılar. Birlik beraberliğin en üst seviyede yaşanacağını beklerken “devlet içinde devlet olmaz” diye ayrıştırıcı bir çıkışla yapacakları herşeyin siyasi ikballeri için olduğunu bize gösterdiler. Şimdi de başarısız ekonomi yönetiminin olumsuzluklarını örtmek için “darbe” safsatalarına sarıldılar.
Yaptıkları dişe dokunur bir şey var mı, diyecek olursak o da yok… Ücretsiz maske dağıtımını bile beceremediler. Şimdi yapıyoruz, ediyoruz dedikleri hiçbir şeye inanmıyorum. Hele hele hazine ve maliye bakanının söylediği, daha doğrusu net olarak hiçbir şey söylemediğine bakacak olursak ne yapmak istediklerini anlayabiliriz. Hane geliri 5 bin liranın altında yaşayan tüm emeklilerden açıklanan krediden faydalanan sayısı 12 milyon olması gerekmiyor mu? Herşeyin cevabı burada yaşıyor.
Şimdi normalleşiyoruz gibi kısmi olarak gevşeme yaşanmaya başladı. AVM’ler açıldı, kuaför ve güzellik merkezleri açıldı. Bunları açarken hangi akılla açtıklarını anlayabilmiş değilim. Birebir temasın yaşanacağı kuaför ve güzellik merkezlerinin açılması uygun görülüyorsa camiler niye kapalı, uçaklar neden uçmuyor ve otobüsler neden çalışmıyor. AVM’lerin açılması bana bir yıl öncesini hatırlattı… İBB seçimlerini iptal ettiren güç şimdide AVM’leri açtıran güçtür. Kısacası sermaye gücünü ortaya koymuş ve istediğini yaptırmıştır.
Ne deniliyor? Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak… umut dolu duygular besleyen “insan” merkezli yaşam bekleyenler hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Kapitalistler ellerindeki etki alanlarını daha da genişleterek yollarına ve sömürülerine devam edeceklerdir. Din ’imiz “şöyle öngörüyor, böyle diyor” temennileri de temenni olarak kalacaktır. Bana; hırsızlık sistemini paylaşım sistemine dönüştürmeyi isteyen bir tane devlet başkanı gösterebilir misiniz?