Mustafa Göksel

Cumhuriyet Kadını Fatma Girik’i kaybettik

Cumhuriyet Kadını Fatma Girik’i kaybettik … Uzun süredir sağlık sorunlarıyla mücadele eden Girik’in vefatını Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin duyurdu. yorum/haber

Cumhuriyet Kadını Fatma Girik’i kaybettik

Fatma Girik
Fatma Girik

Bugün öylesine üzgünüm, öylesine şoktayım ki…Canımızdan can koptu sanki. Fatma Girik ablamızı kaybettik ama ne kaybetmek. O bize ana abla yol gösterici bir rehberdi. Muhteşem bir Atatürkçü, Cumhuriyet kadınıydı.

Fatma Girik ablamız uzun süredir mücadele ettiği sağlık sorunları nedeni ile hakkın rahmetine kavuştu. Resmen Sinemamızdan bir yıldız daha kaydı. Fatma ablamız dört yapraklı yoncanın bir parçasıydı. Yonca şimdi öksüz kaldı.
Yeşilçam’ın usta ismi Fatma Girik, 79 yaşında hayata veda etti. Uzun süredir sağlık sorunlarıyla mücadele eden Girik’in vefatını Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin duyurdu. Ünlü oyuncunun yaşamını yitirdiği hastaneden yapılan açıklamada, “Sayın Fatma Girik, Covid 19’a bağlı viral pnömoni tedavisi görmekteyken gelişen çoklu organ yetmezliği sonucu hayatını kaybetti” denildi. Girik, vasiyeti gereği 2015 yılında yaşamını yitiren hayat arkadaşı Memduh Ün’ün yanına defnedilecek.

Girik’in tedavi gördüğü hastaneden yapılan açıklamada ise, “Türk sinemasının çınarı ve değerli oyuncusu Sayın Fatma Girik, pnömoni tedavisi görmekteyken gelişen çoklu organ yetmezliği sonucu hayatını kaybetti” denildi.

vazgeçilmez dostlukları hiç bitmedi
vazgeçilmez dostlukları hiç bitmedi

Yakın dostlarının yorumları ise şöyle:

FİLİZ AKIN

Şimdi daha haberin şokundayım. ‘Herhalde yanlış duydum’ diyorum. Olmuyor. Telefonlar çalıyor, mesajlar geliyor… Ah benim dobra arkadaşım. Daha yeni Instagram sayfası açtı diye paylaşmıştık. Bunları gözlerimden yaşlar akarken yazıyorum. Ben şimdi kime ‘Menekşe gözlüm’ diyeceğim…

HALE SOYGAZİ

İlk ameliyatından sonra ziyaret etmiştik. Gene gidecektik, olmadı. Başımız sağ olsun, Türk Sineması’nın sembolü Fatma Girik, saygıyla sevgiyle anacağız.

KEREM ALIŞIK

Ezo Sunal'dan Fatma Girik'e vefa paylaşımı
Ezo Sunal’dan Fatma Girik’e vefa paylaşımı

Ah benim insanları insan kalbi ile seven Fatma ablam. Sıcak ekmek kokuları bıraktın bağrımızda ve bugün gökyüzüne, can arkadaşlarının yanına gittin. Her yer soğuk şimdi. Hepimizin kalbi, nefesi, ruhu üşüyor. Acımı hangi dilde tercüme etsem, üzüntümü anlatmaya yetmiyor. Nurlar içinde uyu.

TAMER YİĞİT

Türk Sineması’nın en değerli kadın oyuncularından çok kıymetli sanatçı dostum Fatma Girik’in vefatını derin bir üzüntü ile öğrendim. Kendisi sanatı ve karakteri ile yeri doldurulamayacak bir kişi. Allah’tan kendisine rahmet ve tüm sevenlerine sabır diliyorum.

Fatma Girik - Kemal Sunal
Fatma Girik – Kemal Sunal

ITIR ESEN

Çocuk yaşlarımdan tanıyorum Fatma Girik’i, büyüleyici bir ışığı vardı. Gözlerindeki yıldızlı parıltıdan etkilenmemek olanaksızdı. Sinemaya olan tutkusu, Fatma Abla’yı oyunculukta da onu zirveye taşıdı. Cesareti, yüreğindeki Kartal’ı hep zirveye taşıdı. Çok ama çok üzgünüm. Gittiğin yerde seni ayakta karşılayacak tüm sevdiklerin. Alkışlarla yürü yeni yolunda…

SELDA ALKOR

Fatma Girik - Yılmaz Güney
Fatma Girik – Yılmaz Güney

Fatma’nın hep çocuk gibi bir ruhu vardı. Çok güçlüydü, çok açık sözlü bir kadın ve çok önemli bir sanatçıydı. Özlemle anacağım arkadaşımı, çok ama çok üzgünüm. Hepimizin başı sağ olsun.

Sizlere Fatma ablamızdan bahsedeceğim. Gözlerim dolu dolu yutkunamasamda dile getireceğim.

Türk Sinemasında Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın ile birlikte dört yapraklı yoncanın bir parçası olan Fatma Girik 12 Aralık 1942 de Münevver-Hayri Girik Çiftinin 3 çocuğundan birisi olarak İstanbul’ da dünyaya geldi.

Altın Portakal ödüllü Fatma Girik

Babası dalgıç annesi ise ev hanımıydı. Müesser ve Günay Girik adında iki kardeşi de olan Girik’in çocukluğu Sultanahmet’te geçti. Cağaloğlu ortaokuluna devam ederken, ailesine yardımcı olmak zorunda kaldığı için eğitimini ikinci sınıftayken yarıda bırakmak zorunda kaldı.

Fatma Girik annesiyle birlikte filmlerde figüranlık yapmaya başlamıştı ve küçük rollerde izleyicilerin karşısına çıkıyordu. İlk filmi yönetmenliğini ve senaristliğini Seyfi Havaeri’nin yaptığı ‘Leke’ idi. Leke filmini oyuncu olarak adından bahsettirmeyi başaramadığı bir kaç iddiasız yapım daha izledi.

Dört yapraklı yonca
Dört yapraklı yonca

Fatma Girik’in performansı ile dikkatlerden kaçmayacağı film ise Memduh Ün’ ün yönetmenliğindeki 1960 yapımı ‘Ölüm Peşimizde2 filmi idi. Memduh Ün’le tanışıklığı Girik’in hayatındaki dönüm noktalarından biri olacaktı. Zira o dönem Beşiktaşlı futbolcu Varol ile birlikteliğini sonlandırmış ve Ün ile uzun soluklu bir birlikteliğin ilk adımını atmıştı.

Fatma Girik sinemaya adım atış ve girişini kendi ağzından şu sözlerle anlatıyor:

“12 yaşına gelince gazete okuyan babamın karşısına geçtim. En kararlı ses tonuyla: ‘Baba ben artist olmak istiyorum’ dedim. Babam biraz daha okumaya devam ettikten sonra gazeteyi katlayıp yanına koydu ve sadece ‘‘Ne bok olursan ol ama adam gibi ol’’ dedi.

Komşumuz Sezai abi Yeni Sabah gazetesinde işçiydi ama vakit buldukça filmlerde figüranlık yapıyordu. Annemle bana: ‘Gelin sizi sete götüreyim’ dedi ve anne kız setlere gidip figüranlık yapmaya başladık. Bazı komşular ‘Ana-Kız filmlere gidiyor kızını şıllık mı yapacak’ diye tepki gösterdi. 13 yaşındaydım. Büyük hayallerde kurmuyordum. Levent’te bir villa’da oturur muyum, evde yardımcılarım olur mu, adıma ödüller konulur mu gibi şeyler aklımın ucundan geçmezdi. Tek derdim eve ekmek götürmekti. İlk olarak barda oturan bir kızı oynadım ve elime 2.5 lira tutuşturdular. Bir sene sonra 1957 yılında 1000 TL karşılığında oyunculuğa başladım. Bu parayı eve getirip anneme verdiğimde mavi bir bluz ve muz istedim. Muz o kadar ulaşılmazdı ki bizim için o zamanlar, ilk kez 14 yaşımda yedim.

İlk figüranlık yaptığım filmin yönetmeni Memduh Ün’dü. O yıllarda Muhterem Nur ile büyük aşk yaşıyordu. Filmin Kadın başrol oyuncusu Neriman Köksal Erkek Başrol oyuncusu Talat Artemel’di. Dedem yaşındaki Talat Artemel elçi gönderip beni isteyince annem setlere gitmemi yasakladı. Gönderdiği elçi de Memduh Ün’ün büyük aşk yaşadığı Muhterem Nur’du.

Memduh Ün Antalya’da çektiği ‘Murada Ereceğiz’ adlı filmde beni kesmeye başladı. O sıralar Memduh Ün 38 bende 15 yaşımdaydım. Film bittiğinde İstanbul’ a geldik. Memduh bana: ‘Bak sen çok küçüksün, bu böyle olmaz. Kendi dengin birini bul’ dedi ve özür dilercesine bir şeyler söyledi, ayrıldık. Meğer Muhterem Nur ile kavga edip ayrılmışlar. O küslük sırasında ben idare etmiş.

Ömer Lütfü Akad bir gün Memduh’u kenara çekti. Konuşuyorlar. Yıllar sonra bunu Memduh anlattı. ‘Ömer Lütfü Akad böyle yeteneksiz kızlarla ne uğraşıyorsun’ demiş. Memduh Ün’de: Hayır Lütfü onda bir ışık var. O ışık bir gün çıkacak ortaya’ diye cevap vermiş. Kemal Filmin sahibi Osman Fahir Seden de benim için, ‘Daha çocuk’ diye düşünüyordu. O sırada setlerde makyajcı olarak çalışan Feridun Karakaya (Cilalı İbo) bana makyaj yapıp, Osman Seden’ e nasıl olmuş diye gösterdi. Osman Seden: ‘Bu kadından bir bok olmaz’ dedi. Memduh Osman Seden’e de: ‘Şimdi öyle pek kabiliyetli gözükmese de göreceksin bir gün çok açılacak ve kendisini gösterecek’ demiş. O zamanlar beyaz perde de olmak, sevdiğin biri elinden tutmak gibi bir his verirdi.

İşte biz bu duygularla film çekiyorduk. İnsanlar bizi olduğumuz gibi sevdiler. Çünkü biz beyaz perdede de kendimize yakın özellikte kadınları oynadık. Dürüst, samimi, fedakar, aşka ve gurura inanan. Gurur dolu bir uzun yolculuktu bizimkisi. Sinemada para kazanamadık. Sinema da ün sahnede para kazandım.

1959’da Memduh ile tekrar birlikte olduğumuzda 16 yaşındaydım, o da 39. Muhterem Nur ile ayrılmıştı. Beraber olduktan sonra başkalarını sokmadık hayatımıza. Memduh Ün ile 50 yılı aşkın bir aşk, tutku, şefkat, sevgi, saygı olmazsa olmaz beraberlik yaşıyoruz. İlişkimizin içine biz her şeyi sığdırdık. Aşkı büyüttük besledik, vazgeçilmez hale getirdik. Beni incitmedi ve kadınlık gururumla hiç oynamadı. Onu anlatırken gözlerim doluyor, tüylerim diken diken oluyor. Daha da büyüyor aşk biçim değiştirdikçe. Yok olma ihtimali hiç kalmıyor. O sen, sen o oluyorsun. Onu doktora götürmeyi hiç kimselere bırakamam. Ne yiyeceğini benden başka kimse düşünemez. İlaç saatini benim kadar kimse bilemez. Neden üzülüp, neye sinirlendiğin, neye sevineceğini ben kendim gibi bilirim ve hayatı onun için böyle kurgularım” sözleri ile anlatmıştı.

Civanmert, Duvaksız Gelin, Kısmetin En Güzeli ve Severek Ölenler gibi filmlerde izleyicinin karşısına başrollerde çıkan Fatma Girik’in popülaritesi giderek artıyordu. Fatma Girik’in ağlatılan ve ezilen kadın rollerinden Erkek Fatma olarak anıldığı döneme geçişi 1962 yılında yine Memduh Ün’ün yönetmenliğini yaptığı Belalı Torun filmiyle oldu. Filmde bir erkeği canlandıran ve bunun için saçlarını kısacık kestiren aktrist, gerçek hayatta da dobralığı sözünün eri oluşu ve haksızlığa tahammül edemeyen yapısı ile Erkek Fatma imajı ile örtüşüyordu.

Girik filmografisinde oldukça önemli bir yerde olan Keşanlı Ali Destanı isimli yapımdaki oyunculuğu ile Antalya Altın Portakal film festivalinde en iyi kadın oyunculu ödülü kazandığında 1965’i gösteriyordu. Dönemin başarılı aktristleri Türkan Şoray, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit arasında kendisine ayrıcalıklı bir yer edinen Fatma Girik sinemalarda filmleri en çok ilgi gören oyunculardan biri olmuştu.

1968 yılına gelindiğinde Girik’in şarkıcılık kariyeri başlamıştı. Sinemadan sahneye geçenler içerisinde en başarılı olanlardan biriydi. Bu dönemde ‘Öksüz, Köroğlu, Vuruldum bir Kıza gibi yapımlarda kamera karşısına geçmeye devam eden Girik’in aynı yıl başrolde oynadığı, ‘Ezo Gelin’ isimli filmi büyük başarı yakaladı. Behçet Kemal Çağlar’ın romanından beyaz perdeye aktarılan filmin yönetmeni Orhan Elmas’tı.

Köylü kızı imajını Ezo Gelin’ den sonra Boş Beşik ve birçok filmden sonra da sürdüren Girik, Anadolu’daki kadınların sorunlarının işlendiği filmlerde güçlü bir oyunculuk sergiledi. Fatma Girik bunların yanında da 70’li yıllarda kozmetik ve ev tekstili gibi firmaların reklam filmlerinde de oynadı.

1987’ de Yeşilçam’da yaşanan kriz sonrası bir TRT projesi olan Gönül Dostları dizisi ile izleyicilerle buluşan Girik, bu dizideki başarılı performansı ile Kültür Bakanlığı tarafından ödüle layık görüldü. Atılgan, sabırsız ve kendine güvenli, dik kafalı ve inatçı olması Fatma Girik’in oyunculuğuna da gerçek hayattaki projelerine de yansıyordu. Bu özellikleri ile çizdiği sağlam imaj, halkla kurduğu samimi ilişki ve haksızlıkların karşısında olması nedeni ile 1988 yılında politikaya atılan Fatma Girik, Şişli belediye başkanı oldu.

1993 yılında görev süresi tamamlandıktan sonra ‘Söz Fatoda’ isimli reality show programı ile izleyicinin karşısına çıkan Girik, toplumsal sorunları irdeleyen ve çözümler arayan bu programa uzun süre devam etti. 1999’ da TV dizilerinin gördüğü yoğun ilgi üzerine bu formattaki projelerde görünmeye başlayan oyuncu, ‘Bize Ne Oldu? Benim İçin Ağlama, Hasret gibi yapımlarda rol aldı.

Fatma Girik 2001 yılında İstanbul Uluslararası Film Festivalinde onur ödülüne layık görüldü. Girik daha sonra Gurbet Kadını dizisinde yer aldı. Fatma Girik 2005’te yönetmenliğini Tunç Başaran’ın ve Memduh Ün’ün birlikte yaptıkları Büyülü Fener ve yine aynı yıl çekilen ‘Sinema Bir Mucizedir’ filmlerinde de rol aldı.

Fatma Girik 1959 yılından 2015 yılına (ölümüne) kadar Sinema Yönetmeni Memduh Ün ile birlikte evli kaldı ve yaşadı. Bodrum’daki evlerinde yaşayan Fatma Girik’in 17 Kedisi ve 2 Köpeği vardı.

17 Kasım 2016 tarihinde İstanbul’ da özel bir hastane de Kalça Kemiğinden operasyon geçirdi. Kalça protezi ameliyatından sonra sağlığı yerine geldi. 30 Kasım 2016 tarihinde evinde düşerek yeni takılan kalça protezi zarar gördüğünden tekrar ameliyat edildi. İkinci kez ameliyat edilen Girik’in hastanede tedavisi yaklaşık 2 aya yakın sürdü. Sık sık düşmesi sebebi ile tetkikleri devam eden Fatma Girik 21 Şubat 2019 tarihinde İstanbul Liv Hospital’da beyninden ameliyat oldu.

Fatma Girik’in ölmeden önce söylediği son sözleri de şöyle oldu:

“ÖLÜNCE MEMDUH’A KAVUŞACAĞIM”

Fatma Girik “Neticede robot değilim bir canlıyım; bir gün elbet ölümü tadacağım. Memduh’a (Ün) kavuşacağım. Ölüm kötü bir şey değil. Kötü olsa Allah ölümü vermezdi. Biz gideceğiz ki ardımızdan yenileri gelsin” demişti.

“BÜYÜK BİR UĞURLAMA İSTEMİYORUM”

Fatma Girik ölümünden sonra nasıl bir cenaze töreni istediğini de söylemişti. Girik açıklamasında “Öldüğümde öyle büyük bir uğurlama ya da tören istemiyorum. Gülriz Sururi gibi sessiz sedasız çekip gitmek istiyorum” ifadelerini kullanmıştı.

Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşayan ve yaklaşık 6 ay önce tedavi için İstanbul’a giden Girik, Bodrumdaki villasını satışa çıkarmış ve İstanbul Levent’e geri dönmek taşınmak istiyordu. Usta sanatçı 24 Ocak 2022 tarihinde çoklu organ yetmezliği dolayısı ile vefat etti.

Şimdide usta Sanatçının Aldığı ödüllere göz atalım:

-1965 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Keşanlı Ali Destanı
-1967 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Sürtüğün Kızı
-1. Adana Altın Koza Film Festivali, 1969, Büyük Yemin, en iyi kadın oyuncu
-1. Adana Altın Koza Film Festivali, 1969, Ezo Gelin, en iyi kadın oyuncu
-3. Adana Altın Koza Film Festivali, 1971, Acı, en iyi kadın oyuncu
-35. Altın Portakal Film Festivali, 1998, Sürtüğün Kızı, yaşam boyu onur ödülü
-18. Ankara Uluslararası Film Festivali, Aziz Nesin Emek Ödülü

PLAKLARI

Yeşilçam’da Fikret Hakan’dan Suzan Avcı’ya, Yılmaz Köksal’dan Hülya Koçyiğit’e kadar birçok sinema oyuncusu müzik plakları dolduruyordu. Fatma Girik de birkaç 45’lik plak doldurdu. Bu plaklar şunlardır:
1965 – Aguş / Aşka Şepke – Serengil 10010
1975 – Aşk Düğümü/Su Sızmazdı Aramızdan – EMI Plak 1251
Usta Sanatçı yaklaşık 400 civarında filmde ve yaklaşık 15’e yakın televizyon dizisinde rol aldı ve izleyicilerin gönüllerinde en güzel yere oturdu. Türk Sanat Camiası ve ülkemiz muhteşem bir Devrimci Atatürk ve Cumhuriyet kadınını kaybetti.

Bizde değerli Fatma Ablamıza Yüce Mevlam’dan rahmetler diliyoruz. Hepinize bilinçli miraslar alacağınız okumalar diliyorum.

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu
Yandex.Metrica