Genel

Gazeteciler gününde tutuklu gazeteciler için yıllardır aynı nakarat

Gazeteciler gününde tutuklu gazeteciler için yıllardır aynı nakarat Adalet Bakanlığı Cumhuriyet Gazetesi ve yöneticileri için AYM’ye yapılan bireysel başvurulara ilişkin görüş bildirdi. Bakanlık, Turhan Günay’ın başvurusu dışında kalan 9 başvuruyu tek dosyada topladı. Ahmet Şık’la ilgili olarak ise ayrı bir görüş bildirdi. Oyalama taktiği ile aylar sonra gönderilen ve doğrudan gazeteciliği hedef alan her iki görüşün iddiası aynı: “Gazetecilikten tutuklu değiller.” Gazeteciler gününde tutuklu gazeteciler için yıllardır aynı nakarat detaylar haberimizde…

Gazeteciler gününde tutuklu gazeteciler için yıllardır aynı nakarat

“Gazetecilikten tutuklu değiller” Nakaratı…

Cumhuriyet Gazetesi yazar ve yöneticileri için AYM’ye yapılan bireysel başvurularda Adalet Bakanlığı görüş bildirdi. Bakanlık, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nda önümüzdeki Perşembe görüşülecek Kitap Eki Yayın Yönetmenimiz Turhan Günay’ın başvurusu dışında kalan 9 başvuruyu tek dosyada topladı. Cumhuriyet Muhabiri Ahmet Şık’la ilgili olarak ise ayrı bir görüş bildirdi. Her iki görüşte de Mayıs 2017’de Turhan Günay başvurusuna karşı verilen cevaplar ile AİHM önündeki başvuruya karşı verilen cevaplar yinelendi. Oyalama taktiği ile aylar sonra gönderilen ve doğrudan gazeteciliği hedef alan görüşlerin iddiası aynı: “Gazetecilikten tutuklu değiller.”

Bakanlıktan “Darbe girişimi sonrası ortaya çıkan koşullar” gibi savsatalı savunma

Adalet Bakanlığı, Mayıs 2017’de o dönem tutuklu bulunan Kitap Eki Yayın Yönetmenimiz Turhan Günay için görüş bildirmişti. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu bu dosyayı perşembe günkü gündemine aldığını duyurmuştu. Mahkemenin vereceği karar beklenirken bu kez halen tutuklu olan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ve muhabiri Ahmet Şık’ın aralarında bulunduğu yazar ve yöneticilerimizin yaptığı başvurulara ilişkin Adalet Bakanlığı görüşleri geldi. Bakanlık kısa bir süre önce de yazar ve yöneticilerimizin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ifade ve basın özgürlüğü ihlali gerekçesiyle yaptıkları başvurularda görüş bildirmişti. Birbirinin kopyası olan bu görüşlerde, Cumhuriyet davası tutuklamaları “darbe girişimi sonrası ortaya çıkan” koşullarla savunuldu. Bakanlık adına verilen dilekçelerin altında aynı zamanda AKP’nin 2014’teki HSYK seçimlerinde açıktan desteklediği Yargıda Birlik Derneği’nin başkanı olan Müsteşar Yardımcısı Musa Heybet’in imzası yer aldı. Görüşte, tutuklama kararlarındaki gerekçeler ve iddianamede yöneltilen suçlamalar tekrarlandı.

Dayanaksız uyduruk iddialar

Bakanlık, suçlama konusu yayınlarda “15 Temmuz Darbe Girişimi’ne yönelik bir çağrı olduğunu” bunların “cebir ve şiddeti teşvik içerdiğini” iddia etti. Ancak hangi ifadenin bu içerikte olduğuna ilişkin hiçbir örnek yer almıyor. Bunun yerine Kadri Gürsel’in yazısı için, “subliminal mesaj” içerdiği iddiası yineleniyor. Aydın Engin’in yazısına koyduğu “Cihanda sulh, peki yurtta ne?” başlığı da bu kapsamda suç olarak nitelendiriliyor. Bakanlık 15 Temmuz’dan sonra, bu başlığın “cebir ve şiddete teşvik olduğunun” daha iyi anlaşılacağını ileri sürüyor.

Rıza Zelyut’un Yazısı gizlendi

Bakanlık, soruşturma aşamasında herhangi bir bilgisi veya görgüsü olmamasına karşın tanık olarak dinlenen Aydınlık gazetesi yazarı Rıza Zelyut’un iddialarına da görüşte yer verdi. İlhan Selçuk’un 2010’da vefat etmesinin ardından gazeteyi Akın Atalay’ın ele geçirdiğini iddia eden Zelyut’un geçmişte “En büyük milliyetçi Fethullah Hoca” başlıklı bir yazı kaleme aldığından bahsedilmedi.

Cumhuriyet Gazetesi Okur temsilcisi Güray Öz’ün FETÖ/PDY soruşturması geçiren bir kişiyle iletişim kaydı bulunduğunu iddia eden bakanlık, Öz’ün duruşmada bu kişinin Ankara Çankaya’daki pideci olduğu açıklamasını ise perdeledi.

MİT TIR’ları gafı

Bakanlık, FETÖ sanığı savcı Murat İnam’ın iddialarını aynen sahiplendiği görüşlerinde; 15 Temmuz 2016 sonrası yapılan haberlerin terör örgütleri lehine olduğunu ileri sürdü. Bakanlığın 15 Temmuz sonrası teröre destek vermek için yayımlandığını ileri sürdüğü haberlerden biri ise Mayıs 2015’te yayımlanan; “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” haberimiz oldu.

Kararı çarpıttılar

Görüşte, Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Ahmet Şık’ın tutukluluğuna gerekçe gösterilen Twitter paylaşımları, haber ve röportajları sıralanarak, “AİHM’nin Sürek/Türkiye kararında belirtildiği gibi bu tip yazı ve paylaşımlar ifade ve basın özgürlüğü ile açıklanamaz” denildi. Cumhuriyet

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu
Yandex.Metrica