Genel

Hedefiniz Fıratın batısını ÖSO ya bırakmaksa yandık ki yandık

Hedefiniz Fıratın batısını ÖSO ya bırakmaksa yandık ki yandık Ne CB Erdoğan’ın ÖSO güzellemesine ne de Kılıçdaroğlu’nun ÖSO yaklaşımına katılmak mümkün… Her ikisi de meseleyi yanlış ele alıp halka da yanlış anlatıyor… Hedefiniz Fıratın batısını ÖSO ya bırakmaksa yandık ki yandık detaylar haberimizde…
Ahmet Yavuzodatv

Hedefiniz Fıratın batısını ÖSO ya bırakmaksa yandık ki yandık

“Kuvayı Milliye, işgalciye ses çıkaramayan hatta onunla işbirliği yapan Osmanlı idaresine de karşı savaşmıştır”

Kuvayı Milliye, emperyalist işgale maruz kalmış Türkiye’nin bu işgali kırmak için düzenli orduya geçinceye kadar olan safhada direnişin askeri gücü olmuştur. Hem işgalciye hem de içeride işgalciyle işbirliği yapan isyancılara karşı savaşmıştır. Elbette işgalciye ses çıkaramayan hatta onunla işbirliği yapan Osmanlı idaresine de…

“ÖSO, ‘dış güçlerin’ hizmetine kendisini adamış bir oluşumdur”

ÖSO ise Suriye’de rejimi devirebilmek amacıyla hareket eden ABD’nin ve maalesef Türkiye’nin aralarında bulunduğu “dış güçlerin” hizmetine kendisini adamış bir oluşumdur. Krizin başlangıcından 2016’ya kadar olan süreçte, tıpkı PKK gibi bölücü bir rol üstlenmiştir. Biri etnik milliyetçi, diğeri mezhepçidir. Esasta bir fark yoktur. Bu husus Esad’ın kişiliğinden, yönetim hatalarından bağımsızdır.

Türkiye, IŞİD’i destekleyen ülke algısına maruz kalmıştır

Türkiye, 2011 yılında Suriye konusunda baştan aşağı yanlış bir işe kalkışmıştır. Bugün emperyalist olarak nitelediği ABD ile birlikte Suriye’de rejim değişikliğine girişmiştir. Bu safhada Esad rejimine muhalif olan bütün gruplara doğrudan ya da dolaylı destek vermiştir. Suriye sınırı bu süreçte adeta yolgeçen hanına dönmüştür. Hatta dünya kamuoyunda IŞİD’i destekleyen ülke algısına maruz kalmıştır.

“AKP iktidarı ancak 2015 yılında tehlikenin farkına varabilmiştir”

İçeride Açılım politikası; Suriye’de rejimin devrilmesi ve Kuzey Irak’ın Irak yönetimine karşı güçlendirilmesi politikalarıyla birlikte yürütülmüştür. AKP iktidarı, ancak PKK’nın PYD adıyla Suriye kuzeyindeki kantonları birleştirmesinden sonra doğmasına katkı verdiği tehlikenin farkına varmıştır. Yıl 2015’i bulmuştur.

“PKK Güneydoğuda paralel bir otorite haline gelince ve Oy kaybına yol açınca Açılım politikası bitirilmiş”

Şehirler hendeklerle donatılıp PKK Güneydoğu’da paralel bir otorite haline gelince ve bu durum ülkede oy kaybına yol açınca Açılım politikası bitirilmiş…

Suriye’de kantonlar birleşince esas tehlikenin Esad rejimi olmadığı, ABD’nin bölgesel planı olduğu anlaşılmış…

Barzani bağımsızlık isteyince Irak yönetimiyle dayanışmanın farkına varılmış…

Hedefiniz Fıratın batısını ÖSO ya bırakmaksa yandık ki yandık

Evet, hepsi geç ama doğru…

Hepsi olup bittikten sonra fark edilmiş ama yine de iyi…

“ÖSO ile kurulan ilişkinin mahiyeti de değişmiştir”

Fırat Kalkanı Harekâtıyla birlikte ÖSO ile kurulan ilişkinin mahiyeti de değişmiştir. Zira anılan örgüt, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldıran IŞİD’e karşı 2016’da savaş başlatan Türk Ordusunun yanında konumlanmıştır.

“Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak…”

Zeytin Dalı Harekâtıyla Afrin bölgesindeki teröristlerin temizlenmesinde de Türk Ordusuyla birlikte hareket etmektedir. Bu operasyonun amacı Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak olarak açıklanmıştır. Bir anlamda rejimin maksadıyla aynıdır. O halde ÖSO’nun da cephesi, konumlanması değişmiştir.

“Bu da onun rolüne ilişkin bizim bakış açımızı değiştirecek yeni bir durumdur”

Bu durum, ÖSO’nun niteliklerinden bağımsız bir gelişmedir. Bir anlamda ABD’ye karşı ve Suriye’nin toparlanmasına hizmet eden bir stratejinin parçası olmuş demektir.

“Kılıçdaroğlu’nun da eleştirisini bu noktada bir kez daha gözden geçirmesi gerekir”

Unutulmaması gereken bir temel kural da savaşanların kendilerine katkı vereni kabul etmeme lüksünün olmamasıdır. Masadaki hayatla sahadaki farklıdır. Kılıçdaroğlu’nun da eleştirisini bu noktada bir kez daha gözden geçirmesi gerekir.

“El Nusra’yla aynı kefeye koymak da doğru değildir”

Diğer bir nokta, ÖSO’nun mezhepçi yaklaşımını, karakterini ortaya koyan özelliklerini, yakın tarihte yaptıklarını benimsememekle birlikte El Nusra’yla aynı kefeye koymak da doğru değildir. Benzer özellikleri olması aynı oldukları anlamına gelmez.

“ABD’nin Fırat’ın doğusunda yaptığı gibi Fırat’ın batısında Suriye’den kopartılmış başka bir parça yaratmak ve bu bölgeyi ÖSO’ya bırakmaksa, yandık ki yandık…”

Bu konuda en önemli mesele ise iktidarın ortaya koyduğu siyasi hedefin mahiyetidir. Eğer siyasi hedef gerçekten TSK bildirisinde açıklandığı gibi “Suriye’nin toprak bütünlüğü” ise, hiç dert edecek bir yanı yoktur. Eğer bu bir açıklamadan ibaret ve esas amaç tıpkı ABD’nin Fırat’ın doğusunda yaptığı gibi Fırat’ın batısında Suriye’den kopartılmış başka bir parça yaratmak ve bu bölgeyi ÖSO’ya bırakmaksa, yandık ki yandık…

“Rusya, İran ittifakını ortadan kaldırır”

Çünkü bu bir felaket senaryosudur. Yabana atılmamalıdır. Bundan kaygı duyanlar haklıdır. Zira içinde ABD ile anlaşmayı barındırır. Rusya, İran ittifakını ortadan kaldırır. Güveni sıfırlar. Başa döneriz. İçerde belki önümüzdeki seçimi kazandırır ama uygulayıcılarına ülkenin gelecek perspektifinde yer bırakmaz.

“Tutarlı bir stratejiniz yoksa taktik başarılar geçicidir”

Bu yaklaşım, temelli bir stratejiden yoksunluğu, taktik başarılarla idare etmeyi tam olarak açığa vurur. Bunun sonu yoktur. Tutarlı bir stratejiniz yoksa taktik başarılar geçicidir. Nihai başarıyı getirmez.

Temel strateji Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması olmalıdır.
Açılım, Suriye, FETÖ bağlamında yaşadıklarımız henüz öğretmediyse tekrarlayalım:

1. Etnik kimliklere saygılı olalım ama ortak kimliğin önüne koymayalım.
2. Mezheplere saygılı olalım ama mezhepçiliği bir kenara koyalım.
3. İçeride kutuplaştırmak yerine birleştirmeyi sağlayalım.

Başka çıkış yolu yok…

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu
Yandex.Metrica