Genel

Onlar sövdükçe biz Ata’mıza olan sevgimizi yaşatacağız

Halk TV’nin ana haber spikeri Oya Lale Özan Arslan; Onlar sövdükçe biz Ata’mıza olan sevgimizi yaşatacağız. Anıtkabir’i ziyaret eden Arslan, Ulu Önder’e dil uzatan sözde tarihçilere başlıktaki gibi seslendi ve ekledi: Bu sevginin önünde hiçbir güç duramaz. Biz varız, buradayız işte! Onlar sövdükçe biz Ata’mıza olan sevgimizi yaşatacağız
RÖPORTAJ: Yüksel ŞENGÜSözcü

Onlar sövdükçe biz Ata’mıza olan sevgimizi yaşatacağız

Halkın kanalı Halk TV’nin ana haber spikeri Oya Lale Özan Arslan, sorularımıza Anıtkabir’den cevap verdi. Türkiye’nin acısını ve mutluluğunu yalnız sesiyle değil gözleri ve mimikleriyle de yansıtan Arslan, o gün kâh güldü kâh hüzünlendi… İşte, konuştuklarımız…

– Burası Türkiye’nin kalbi, Atamızın’ın ebedi istirahatgahı… Anıtkabir’deki duygularınızı anlatabilir misiniz?
Anıtkabir’e her gelişimde tarifsiz heyecanlar yaşarım. Ancak son birkaç yıldır farklı duygularla geliyorum Atamın huzuruna. O’na sahip çıkma duygusu içindeyim… Bunun içinde biraz da suçluluk ve mahcubiyet bulunuyor. Suçlu ve mahcup hissediyorum kendimi Ata’ya karşı.

NASIL CESARET EDERLER!

– Neden suçlu ve mahcup hissediyorsunuz kendinizi?
Atam’ın huzurunda hep aynı soruları fısıldıyorum Yüksel Bey. Ne oldu da bugünlere geldik Atam diyorum? Ne oldu da sana bu kadar fütursuzca hakaretler edilebiliyorlar, nereden alıyorlar bu cesareti? Bu gerçek dışı iğrenç sözleri nasıl söyleyebiliyorlar? İşte bütün bunlarda bir parça da olsa bizim payımız olduğunu düşünüyorum. Sizin, benim, diğerlerimizin… Yoksa gereken özeni gösteremedik mi, anısına yeterince sahip çıkamadık mı? Bunlar da suçluluk ve mahcubiyet duygularını büyütüyor kalbimizde.

HEMEN SALIYORLAR

– Kısa süre önce Atatürk’e hakaretler yağdıran sözde tarihçiler oldu. Zübeyde Hanım’a bile dil uzattılar. Bir haberci, bir Türk kadını olarak düşünceleriniz nedir?
Maalesef bunları da yaşadık, yaşıyoruz. Ata’mızın adını çirkin, iğrenç, gerçek dışı iftiralar ve hakaretlerle ağızlarına aldılar, alıyorlar. Atatürk’e ve onun ailesine, annesi Zübeyde Hanım’a yapılan bu hakaretlere bir Türk kadını olarak şiddetle karşı çıkıyorum. Buna nasıl imkan veriliyor? Özellikle son yıllarda adeta aynı ağızdan çıkmış gibi Atatürk’e, ailesine ve O’nun aziz hatırasına sürekli hakaretler ediliyor. Sonra bir bakıyoruz ki, o hakareti edenler kısa süre içinde salıverilmiş.

– Lale Hanım, bu kişiler varlıklarını Atatürk’e borçlu olduklarını bilmiyorlar mı?
Çok şaşırıyorum, çok üzülüyorum Yüksel Bey. Bu nasıl bir aymazlıktır, bu nasıl bir terbiyesizlik ve alçaklıktır. Bu topraklarda Atatürkçü, laik, cumhuriyetçi milyonlar yaşıyor. Onlar sövdükçe biz Atamız’a olan sevgimizi haykırmaya devam edeceğiz. Kin mi, nefret mi kazanır yoksa sevgi mi? Sevginin önünde hiçbir güç duramaz Yüksel Bey. Öyle kolay değil Atatürk’e Cumhuriyet’e O’nun ailesine dil uzatmak, onları silmeye çalışmak. ‘BİZ’ varız! Burdayız işte (Gözleri buğulanarak Anıtkabir’e bakıyor)…

DOĞRULARI SÖYLÜYORUZ KİMSE BİZİ KORKUTAMAZ

– Şu dönemde Halk TV’de olmak hem önemli hem de büyük sorumluluklar yüklediği için zor olsa gerek… Bu zorlukları konuşabilir miyiz?
Böyle bir dönemde Halk TV’de olmak hem çok önemli hem de çok gurur verici. Böyle bir kanalda görev yapmanın ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Sansürsüz ve özgür yayın yapıyoruz, gerçekleri haykırıyoruz. Herkesin düşüncesini söylemekten korktuğu bu günlerde biz sorumlu yayıncılık ilkeleri doğrultusunda özgürce konuşabiliyor ve konuşturuyoruz. Ekranımız herkese açıktır. Bunun sonsuz rahatlığı ve gururu içindeyim. Çok klişe olacak ama bu anlamda akşam başımı yastığa koyduğumda huzurla uyuyorum. Doğru bir yönetimle, herkes elinden geleni yapıyor ve bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Bugünlere kolay gelmedik elbette, dolayısıyla zorluklarını da hep beraber aşacağız, aşıyoruz. Doğruları söylemek, doğru haberi yapmak konusunda bizi kimse durduramaz, korkutamaz.

OYUNCULUK GEÇMİŞTE KALDI

– Sizin ekrana geliş yolunuzun en başında oyunculuk yer alıyor galiba.
Kısa bir dönem oyunculuk yaptım. AST’ta (Ankara Sanat Tiyatrosu) görev aldım. Daha sonra oyunculuk vesile oldu ve haberciliğe geçtim. Oyunculuk dönemim geçmişte kaldı.

– Oyunculuk yönünüzü öğrenen bazı yapımcılar kapınızı çalarsa cevabınız ne olur?
Mesleğimle ilgili bir rol olursa kabul edebilirim.

– Siz Halk TV‘nin Gezi Parkı eylemleriyle başlayan yayınlarıyla tanınmıştınız… O dönemi anlatan bir film olsa…
(Gülüyor)… Harika olur. Gezi direnişinin yaşandığı dönemi anlatan bir filmin yapılmasını çok istiyorum. O filmde oynarım ya da oynamam, hiç önemli değil, önemli olan böyle bir filmin çekilmesidir. Teklif gelirse de oynarım.

TEHDİTLERİ UMURSAMIYORUM

– Seveniniz var, sevmeyeneniz var… Rahatsız eden, tehdit eden oluyor mu?

Katı şekilde eleştirenler ve beni hiç sevmeyenler de var. Açıkçası aldığım tehditleri çok da umursamıyorum.

– Kadına ve çocuklara taciz, şiddet konularında neler söylersiniz?

Dünyanın kanayan yarası kadına ve çocuğa şiddet ve tecavüz… Ama Türkiye’de yasalardaki boşluklar ve caydırıcılığın nerdeyse yok denecek düzeyde olması insanı çıldırtıyor. Bu tür haberleri okurken, kendimi şiddete uğrayan kadınların yerine koyuyorum, empati kuruyorum. Çok büyük bir felaket bu. Diğer yandan şehit haberleri yüreğimi yakıyor. Aşırı duygusal bir kadın olduğum için sık sık gözlerim yaşarıyor, kamera önünde ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.

– İki kız annesi olarak duygularınız?..

Evet, iki kızım var, Lal ve Dora. Son dönemlerde çocukların emanet edildiği yurtlarda tacize uğramaları beni çok üzdü, üzüyor. Bir anne olarak da her zaman endişe içindeyim, evhamlandığım anlar çok oluyor. Bu sapkınlıkların artık son bulmasını diliyorum.

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu
Yandex.Metrica