Onunla ilgili konuşulması gereken ne varsa konuşmaya devam edeceğiz
Onunla ilgili konuşulması gereken ne varsa konuşmaya devam edeceğiz CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Halk TV’de katıldığı programda, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile yaşanan diyaloğa ilişkin olarak, “Onunla ilgili konuşulması gereken ne varsa konuşmaya devam edeceğiz. Hulusi Akar’ı bağırtan, meselenin kendisi o gecenin ve ilişkilerinin sorgulanmaya başlayacak olmasından duyduğu rahatsızlık” dedi. Onunla ilgili konuşulması gereken ne varsa konuşmaya devam edeceğiz …
Onunla ilgili konuşulması gereken ne varsa konuşmaya devam edeceğiz
CHP’li Özgür Özel, Halk TV’de “Serhan Asker ile Siyaset Kültürü” programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Özgür Özel, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile girdiği diyaloğa ilişkin olarak; “Hulusi Akar, bu ülkenin ilk partili genelkurmay başkanıdır. Ordunun başındaki kişinin seçimlere müdahale eden, yanına Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü’nü alarak bir önceki cumhurbaşkanının bahçesine helikopterle inerek muhtıra veren genelkurmay başkanını deneyimledik. O genelkurmay başkanı, bir gün bir baktık üniformasını çıkardı, Akar partili bakan oldu. Üniformayı taşımıyor ama o üniformanın dokunulmazlığını beraberinde getirmek istiyor. Bir demokraside genelkurmay başkanları da sorgulanabilmelidir. Elbette ona ‘haddini bil’ demek de bizim görevimiz” ifadesini kullandı.
Özgür Özel, “‘Terörle mücadeleye zaaf verilmiş’… Bu sözlerle ordu zaafa uğrayacaksa, ya o bakana gereğinden fazla birileri önem atfediliyor. Bir bakana sorulacak soruyla yıpranmaması gerekir bizim ordumuz” dedi. Özgür Özel, şunları kaydetti:
Mehmet Dişli ile yolları 2000’de kesişiyor…
“Mehmet Dişli ile Hulusi Akar, bu olay yaşanmadan 15-16 yıl önce yolları kesişiyor. 2000’de Mehmet Dişli, NATO karargahına yollanıyor, onun daire başkanı Hulusi Akar. Mehmet Dişli, 2003’te Kara Harp Okulu Öğrenci Tabur Komutanı olarak görevlendiriliyor. Okul komutanı Hulusi Akar. 2009’da Mehmet Dişli, 3. Kolordu Komutanı Kurmay Başkanlığı’na getiriliyor, getiren kişi Hulusi Akar. 2012’de Genelkurmay Proje Yönetim Daire Başkanlığı’na atanıyor, Genelkurmay 2. Başkanı’na bağlı çalışacak ve 2. Başkan Hulusi Akar. Bu daire, Stratejik Dönüşüm Dairesi adını alıyor. Hulusi Akar, Mehmet Dişli’yi bu birimde tutuyor. Mehmet Dişli, tuğgenerallikten tümgeneralliğe terfi alıyor. Bu kadro tuğgenerallik bir kadro olmasına rağmen tümgeneral olarak bu görevde tutuluyor. Hulusi Akar ile Mehmet Dişli, etle tırnak. Önceki görevlerinden memnun ki, Hulusi Akar nereye gitse Mehmet Dişli’yi en kritik yerlere getirmiş. Mehmet Dişli, darbe girişiminin Hulusi Akar ile temas eden yüzü. Ertesi gün Akıncı’dan helikopterle Mehmet Dişli ile birlikte Çankaya Köşkü’ne gidiyor. Bizdeki bilgilere göre akşam üstü 16.00’da Mehmet Dişli’yi tutuklatıyor. Hulusi Akar’ı bağırtan meselenin kendisi o gecenin ve bu ilişkilerin sorgulanmaya başlayacak olmasından duyduğu rahatsızlık. Biz o geceyi sormadık zaten. Meseleyi 15 Temmuz akşamına kendi çekti.
Akar için iki önemli tarih var…
Hulusi Akar, o komutan çuvalcı değil diyor. Oysa, çuvalcı diye bildiğimiz komutan Petraeus, CIA Başkanı olunca, ‘Çuvalcı diye bilinen benim ama Odierno’dur’ dedi. Sen Genelkurmay Başkanısın. Seni çuval olayını biliyorsun da bu açıklamayı mı bilmiyorsun. Atatürk’e firavun diyen Nuri Pakdil’i ziyaret etmek sana mı kaldı Hulusi Akar? Onunla ilgisi konuşulması gereken ne varsa konuşmaya devam edeceğiz. Adli müşavire, askeri savcıya rağmen her türlü riski alarak Hasdal’a gittiğini söylüyor. Askeri savcı, adli müşavir kendisinden rütbece çok düşük insanlar. O günlerde bu kişilere ilişkin ne biliniyor? Hulusi Akar, aslında, ‘Ben o dönem FETÖ’cüleri biliyordum, onlardan korkuyordum. Biz her şeyin farkındaydık’ mı demek istiyor? Hulusi Akar için iki önemli tarih var. Birisi 2010 Yüksek Askeri Şurası, diğeri 2013 Yüksek Askeri Şurası. Birileri, Hulusi Akar’ın önündeki bütün engelleri temizliyor, çok zor dikenli bir yoldur.
Bir CHP üyesi 15 Temmuz tiyatro diyorsa karşısında beni bulur…
Bu darbe öngörülen, önlenmeyen, sonuçlarından yararlanılan bir darbedir. Darbeye tiyatro miyatro demiyoruz. Darbeyi gördük, kanı gördük, uçağı gördük, tankı gördük. Bu darbecilerin nasıl gözünün döndüğünü de gördük. 2 Nisan’da Türkiye gazetesinde yazıyor Fuat Uğur, ‘Cemaatin hususileri darbe için Ankara’da toplandı’ yazıyor. 15 Temmuz günü saat 16.00’ya doğru MİT Başkanı, Genelkurmay Başkanı’nın yanına gidiyor. Bu darbe önlenebilirdi. Kışlaları terk etmeme emri verilmedi. Kasta varan kusurdur bu. Bir CHP üyesi 15 Temmuz tiyatrodur diyorsa yanlış söylüyor. Karşısında beni bulur. Kanlı bir darbe girişimidir.”
