Rıza Sarraf davasının sanıklarından Abdullah Happani kimdir
Rıza Sarraf davasının sanıklarından Abdullah Happani kimdir ADB’deki Rıza Sarraf davasındaki sanıklar arasında yer alan Abdullah Happani, Sarraf’la birlikte milyarlarca dolarlık para transfer işlemleri ile Meclis’e gönderilen fezlekelerde de yerini almıştı. Rıza Sarraf davasının sanıklarından Abdullah Happani kimdir detaylar haberimizde…
Rıza Sarraf davasının sanıklarından Abdullah Happani kimdir
Rıza Sarraf’ın sanık değil itirafçı tanık olacağı önceki günkü duruşmada kesinleşti. Böylece davada tek tutuklu sanık olarak Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla kaldı. 7 Eylül tarihinde yayınlanan ek iddianamede ‘sanık’ olarak eklenen eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan tutuklama kararı verildi. Ayrıca Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Levent Balkan ve Abdullah Happani hakkında da tutuklama kararı çıkmıştı.
Yargıç Richard Berman, jüri adaylarına duruşmalarda ismi geçebilecek isimlerden oluşan 9 sayfalık bir listeyi dağıtarak, içlerinden herhangi birini tanıyıp tanımadıklarını sordu.
Sanıklar arasında yer alan ve jüriye tanıyıp tanımadıkları sorulan isimler arasında ye alan Abdullah Happani’nin ismi 17-25 Aralık soruşturmaları sırasında ilk kez gündeme geldi.
Reza Zarrab’ın adamlarından olduğu iddia edilen ve malvarlıklarına el konulan Abdullah Happani, Durak Döviz üzerinden Rıza Sarraf’la birlikte kara para aklamakla suçlanıyor.
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında savcı Ekrem Aydıner tarafından TBMM’ye gönderilen bakanlar hakkındaki fezleke ve eklerinde Abdullah Happani arasında çarpıcı bilgiler ve Sarraf ile arasın ki telefon görüşmesinin tapeleri de yer aldı.
Rıza Sarraf davasının sanıklarından Abdullah Happani kimdir
Meclis’e gönderilen fezlekede, Rıza Sarraf ve Süleyman Aslan arasındaki ilişki şöyle ifadelendirildi:
“Rıza SARRAF liderliğindeki suç örgütünün Çin üzerinden transfer edilen paranın altın ihracatı şeklinde Dubai veya İran’a çıkışları ile ilgili son zamanlarda artan uluslararası baskı sebebiyle altın işinin durdurulacağını, bu sebeple Süleyman ASLAN’ın ambargo kapsamında olmayan “GIDA” (ve ilaç) ihracatına dair transit ticaretle para aktarma işlemlerine başlamalarını telkin ettiği, önceki altın işinde olduğu gibi transit gıda ticareti belgeleriyle para döndürme işinde de Rıza SARRAF’ın rakiplerinin engellenip sadece Rıza SARRAF’a bu imtiyazın sağlanacağı, bahse konu transit ticarete konu evrakların gerçekliğine önem verilmediği, nerden belge ayarlanabiliyorsa oradan ülkeden ihracat yapılmış gösterilerek ve ödemesinin sanki Rıza SARRAF’ın kurduğu sistemle yapılıyormuş gibi paranın aktarılacağı anlaşılmıştır.
Yeni sistem olarak belirlenen yöntemde Süleyman ASLAN‘ın tekrardan transit gıda ticaretiyle para döndürme işine başlanmasını telkin ettiği, yeni girilecek gıda sisteminden Ekonomi Bakanı Zafer ÇAĞLAYAN‘ın da bilgi ve yönlendirmesinin olduğu, bu yeni sistemle gelen paranın yine döviz olarak çıkışı sağlanacağından, altın alarak ihraç etme yoluna gidilmeyeceği ve böylece altın alışındaki % 0,2-0,3 oranındaki masrafa gerek kalmayacağı, yeni sistemle gelen paranın direk Dubai’ye hesaptan transfer edilerek İran’a gönderileceği anlaşılmıştır.”
‘Kimi kime şikâyet edecek?’
Söz konusu durumdan Rıza Sarraf’ın rakibi olarak tanımlanan Taha Ahmet Alacacı‘nın haberdar olduğunun anlatıldığı belgelerde, durumun basına sızmasından duyulan endişeye ilişkin olarak Sarraf ve Happani arasında geçen telefon görüşmesi de fezlekeye şöyle yansıdı:
“19.04.2013 14:16 Rıza Sarraf – Abdullah Happani görüşmesinde;
Rıza Sarraf: “AHMET ELİNİ ALIP DÖNÜP ÇIKMIŞ DIŞARI”,
Abdullah Happani: “Öyle mi”,
Rıza Sarraf: “TABİ OLUMSUZ CEVABI… DEMİŞ Kİ REZA NE VERİYO BELGE … BANA DA SÖYLEYİN GÖSTERİN BEN DE AYNISINI GETİRİYİM MÜDÜR DE DEMİŞKİ O GİZLİLİK GEREKTİREN BİŞEY”,
Abdullah Happani: “İyi demiş veya ben belge getirecem falan demiş mi”,
Rıza Sarraf: “Yo bi tane tırışkadan belge getirmiş iç yazışma…bunu yırt at demiş Ahmet bunlarla olmaz…demiş ki işte bunları bari bur hep bekliyenleri alın hesaba ticari şeyim zedelenir itibarım ben sana bildirdim demiş vurmadan evrağını getiremiyeceksen vurma diye vurmayacaksın demiş”,
Abdullah Happani: “Çok muymuş bekleyeni”,
Rıza Sarraf: “3 Milyon muymuş neymiş… param bana ordan mesaj attı param maram bak… bilir derse alıyım mı hesabı bende yok dedim bu şimdi sağa sola şikayet de yazar bizi kesin”,
Abdullah Happani: “Yazabilir evet bi de şey olayını sonuçta. Her şeyimizi şey biliyor bu değil de gerçi bu da biliyor Türker biliyor ya… ya işte kiminle ne yapıyoruz, kime ne veriyoruz falan”,
Rıza Sarraf: “Bilsin bilsin kime söyleyecek kimi kime şikayet edecek”,
Abdullah Happani: “Normal bir insan için bilsin güzel de şey işte sen normal biri değilsin; yani basın her zaman benim korktuğum bişey”,
Rıza Sarraf: “Hayır bişey söyliycem yani neyi gidip basının bunun bu böyle demesi farzet dedi böyle bişey; gitti basınla konuştu tamam mı ee elinde bir belgesi var mı… yok tamam mı yani basının böyle bi şeyi yazmaya g**ü yer mi sence; ben taraflı bişey değil bu biliyosun yazarlarsa çift taraflı yazmaları lazım… anladın mı basın öbür taraftan korkar benden değil onu söylemeye çalışıyorum”,
Abdullah Happani: “Yazabilir yani şikayet mikayet çünkü bütün şeylerimizi biliyor adamlar” Cumhuriyet