Siyaset

Siyasetin Dilini Şantaj Diline Çevirenler Halka Hesap Vermelidir

Siyasetin Dilini Şantaj Diline Çevirenler Halka Hesap Vermelidir

Emek Partisi İzmit İlçe Başkanı Dursun Deniz’in basın açıklaması:

Bir süredir Ümit Özdağ ile Süleyman Soylu arasında “erkeksen karşıma gelirsin” benim üzerime gelme yoksa bildiklerimin hepsini anlatırım yönlü şantajlar gerçekleşiyor

Ümit Özdağ, 20 Ağustosta vatandaşlık verilen Suriyeli sayısı ile kayıtsız göçmen sayısını verdiği basın toplantısında Süleyman Soylu’nun gerçekleri gizlediği ve vatandaşlık verilen kişilere 10 yıl boyunca oy kullanmanın yasaklamasını Erdoğan’dan talep etti. Her fırsatta mültecileri Türkiye’nin en kronik sorunu olarak gündeme getiren Özdağ, Türkiye’nin en temel sorunu olan yoksulluk hakkında ise ne Erdoğan’a ne de Soylu’ya karşı hesap soramıyor. Devletin içinde olan devlet için gizli kalır mantığı ile, halktan gerçekleri gizleyenler birbirlerine şantaj yapmak için bildiklerini gizlemeyi tercih ediyorlar. Bu şantajları Davutoğlu da “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. Türkiye’nin en kritik dönemi, 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır” diyerek yapmış, halktan gerçekleri gizlemekle kalmayıp tehdit ile birbirlerini yola getirmeye çalışmışlardır. Suç örgütü lideri Sedat Peker’in, ülke yönetimine dair yaptığı açıklamalar sonrası Süleyman Soylu’nun “Sedat Peker’den 10 bin dolar maaş alan siyasetçi var” iddiasına rağmen parlamento üzerindeki kara leke kaldırılmamış, İçişleri Bakanının iddiasının üzeri örtülmüştür.

Sedat Peker’in geçmişte yaşanan cinayetlere dair olan söylemlerinin karşısında da dilsizleşen yargı, daha geçtiğimiz günlerde Koç Holding’de uzun süre yöneticilik yapan İnan Kıraç’a “yanlış işler yapıyorsun, yapma” diyen sonrasında da Koç ailesine saygımdan susuyorum diye belirtmesine rağmen iddialar hakkında hareketsiz kalmıştır. Sermayeyi koruyup, düzen siyasetinde gemisini yüzdürenler susup birbirini kollarken, devletin hukuk sistemi ise bunun karşısında yalnızca “seyirci” kalıyor.

Her fırsatta birbirlerini tehdit edenler, iş gerçekleri açıklamaya geldiğinde birbirlerinin açıklarını kapatırcasına “susuyor”

Halkın yaptığı sosyal medya paylaşımlarına karşı aynı gün içerisinde harekete geçen savcılar siyasetçilerin, mafyatik kişilerin ithamlarına, şantajlarına karşı ise tek bir kere dahi soruşturma açmamış, harekete dahi geçmemiştir. Bu iki yüzlü anlayış ülkeyi her geçen gün daha büyük bir karanlığa sürüklemektedir.

Ülke siyasetini, işçi ve emekçilerin alınteri ile kurulmuş zenginlikleri birbiri arasında pazarlık konusu haline getirenler, en büyük zararı emekçi halka veriyor. Saklanan ne ise açığa çıkarılmalı, işçi ve emekçilerden gizlenenler ortaya dökülmeli, ivedilikle yargı süreci başlatılmalıdır

Emek Partisi olarak bir kez daha halkın arkasından gizli kapaklı işler çevirip, birbirlerine tehdit unsuru olarak kullanan düzen siyasetçilerinden hesabı işçiler ve emekçiler soracaktır diyoruz. Siyasetin dilini, ranta, mafyaya, kirli işlerin arka bahçesine çevirenlere karşı birlikte mücadele çağrısında bulunuyoruz.

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu
Yandex.Metrica