Genel

Tutuklu olan biz değiliz 95 yıllık çınar Cumhuriyet Halk Partisidir

Tutuklu olan biz değiliz 95 yıllık çınar Cumhuriyet Halk Partisidir Ben partim, yoldaşlarım ve bu ülkenin ve bu ülkenin cumhuriyetçi demokrat insanları için tutuklandım. Dosyamda bir tek delilin olmayışı bunun en açık göstergesidir. Bugün CHP‘nin bir milletvekili, bir PM üyesi tutsaktır, esirdir. Tutuklu olan biz değiliz 95 yıllık çınar Cumhuriyet Halk Partisidir detaylar haberimizde…

Tutuklu olan biz değiliz 95 yıllık çınar Cumhuriyet Halk Partisidir

Cezaevinden Mektup var…

CHP‘nin tutuklu Parti Meclisi (PM) üyesi, eski İstanbul Milletvekili Eren Erdem, partisinin PM toplantısına mektup gönderdi.

“Tutuklanan Eren Erdem ya da Enis Berberoğlu değildir”

Erdem, “Toplantıya katılamadığım için mazeret bildirmeyi zul sayarım. Mazeretim, Türkiye’nin iliklerine kadar yaşadığı bu hukuksuz rejimdir. Tutuklanan Eren Erdem ya da Enis Berberoğlu değildir. 95 yıllık çınarın, CHP‘nin en üst karar organının bizzat kendisidir” dedi.

Cezaevinde bulunan CHP‘li Eren Erdem, partisinin 29 Ağustos’ta yaptığı Parti Meclisi toplantısına bir mektup gönderdi.

Eren Erdem, Silivri Cezaevi’nden gönderdiği mektubunda şu ifadelere yer verdi:

“Ben, partim, yoldaşlarım ve bu ülkenin ve bu ülkenin cumhuriyetçi demokrat insanları için tutuklandım”

“Toplantıya katılamadığım için mazeret bildirmeyi zul sayarım. Mazeretim, Türkiye’nin iliklerine kadar yaşadığı bu hukuksuz rejimdir. Ben, partim, yoldaşlarım ve bu ülkenin ve bu ülkenin cumhuriyetçi demokrat insanları için tutuklandım. Dosyamda bir tek delilin olmayışı bunun en açık göstergesidir. Bugün CHP‘nin bir milletvekili, bir PM üyesi tutsaktır, esirdir. Bu gerçeği hepinizin net şekilde gördüğünü düşünüyorum. Halkımız, emperyalizmin dayatmalarına ve içerideki baskıcı rejimin zorbalığına mecbur değildir. Bu kilidi kırıp demokrasi kapısını açacak tek güç CHP‘dir. Bunu ancak hep birlikte başarabiliriz.

“Hem tarihe hem parti hafızamıza hem CHP tutanaklarına not düştüğümün farkındayım”

Bir ordu düşünün ki, savaş alanında yaralı askerini geride bırakıp, ganimet için taarruz edip savaşı kazansa dahi aslında her şeyi kaybetmiştir. Ve yine bir ordu düşünün ki, burnu kanayan bir askerin dahi yarasına merhem arayan komutanının öncülüğünde, bir muharebeyi kaybetse dahi savaşı muhakkak kazanacaktır. İşte Mustafa Kemal Atatürk, bu örneklerden ikincisini tatbik edenlerdendir. Bugün burada yazdığım mektup ile hem tarihe hem parti hafızamıza hem CHP tutanaklarına not düştüğümün farkındayım. Parti Meclisimizin bugünden itibaren sırtındaki büyük sorumlulukların ağırlığını taşıyabilecek bir mücadeleye girişmesini umuyorum.”

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu
Yandex.Metrica