Genel

Yerel Mahkeme Anayasa Mahkemesinin kararını uygulamıyor

Yerel Mahkeme Anayasa Mahkemesinin kararını uygulamıyor Mahkeme, AYM’nin kararını tanımadı… Mehmet Altan ve Şahin Alpay’ın tahliye talebine reddetti. AYM’nin hak ihlali kararı verdiği Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tutukluluğunun devamına karar verdi. Yerel Mahkeme Anayasa Mahkemesinin kararını uygulamıyor detaylar haberimizin içinde yer almaktadır…

Yerel Mahkeme Anayasa Mahkemesinin kararını uygulamıyor

Anayasa Mahkemesi, tutuklu gazeteciler Şahin Alpay ve Mehmet Altan’ın bireysel başvurusunda hak ihlali kararı vererek oy çokluğuyla tahliyelerine hükmetti. Bu karara rağmen İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Şahin Alpay ve Mehmet Altan’ın tutukluluğunun devamına karar verdi.

Ret kararının gerekçesi

Mahkeme tahliyeye ret kararı gerekçesinde, AYM kararının Resmi Gazete‘de yayınlanmaması ve AYM’nin gerekçeli kararının henüz mahkemeye ulaşmamış olmasını gösterdi.

Anayasa Mahkemesi ‘hak ihlali’ var demişti

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, kapatılan Zaman gazetesi eski yazarlarından Alpay ve gazeteci-yazar Altan ile gazetemizin Kitap Eki Yayın Yönetmeni Turhan Günay’ın bireysel başvurularını görüştü.

Yüksek Mahkeme, 6’ya karşı 11 üyenin oy çokluğuyla başvurucularla ilgili ihlal kararı verdi.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 11/1/2018 tarihinde, Şahin Alpay (B. No: 2016/16092)tarafından yapılan bireysel başvuruda aşağıda özetle belirtilen gerekçelerle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesinin Gerekçeli kararı

Başvurucunun tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen yazıların “Din Savaşıymış”, “Erdoğan ile Batı Arasında”, “Evet Suçta Cezada Şahsidir”, “Bu Millet Bidon Kafalı Değildir”, “Çıkar Yol Erdoğan’sız Hükûmet” ve “Cumhurbaşkanı Seyirci Kalamaz” başlıklı yazılar olduğu anlaşılmaktadır.

Soruşturma makamları, suçlamaya konu yazıların FETÖ/PDY’nin amaçları doğrultusunda yazıldığını ileri sürmektedir. Bu kapsamdaki iddia, kamuoyuna yansıyan bilgiler dikkate alındığında başvurucunun FETÖ/PDY’nin illegal bir yapılanma olduğunu bilmesi ve bu yapılanmanın silahlı kalkışmaya girişeceğini öngörmesi gerektiği, 17-25 Aralık soruşturmalarına ve yapılanmaya ait olduğu belirtilen Zaman gazetesinin genel yayın yönetmeninin FETÖ/PDY kapsamında tutuklanmasına rağmen anılan gazetede yazı yazmaya devam ettiği hususlarına dayandırılmıştır.

Anayasa Mahkemesinin Gerekçeli kararı

Suçlamaya konu yazılar, 2013 yılının sonlarında ve 2014 yılının başlarında yazılmıştır. Bu yazılar, yayımlandıkları dönemde gerçekleştirilen “17-25 Aralık soruşturmaları”nı ve Hükûmet tarafından bu soruşturmalara gösterilen tepkileri konu almaktadır. Başvurucunun aylarca ülke gündeminde yer alan güncel bir konuda kamuoyunun bir kısmının ve muhalefet liderlerinin dile getirdiklerine benzer görüşlere yer verdiği yazılarının FETÖ/PDY’nin amaçlarına hizmet etmek için yazıldığının kabulünü gerektiren nedenler tutuklama kararında veya iddianamede somut olgularla açıklanmamıştır.

Bu itibarla somut olayda “suç işlendiğine dair kuvvetli belirti”nin yeterince ortaya konulamadığı, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

Başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin suça konu edilen yazıların içeriğinden bağımsız olarak kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı yanında ifade ve basın özgürlüklerine yönelik de bir müdahale oluşturduğu anlaşılmaktadır.

Anayasa Mahkemesinin Gerekçeli kararı

Tutuklamanın hukukiliğine ilişkin olarak yukarıda yapılan tespitler dikkate alındığında ve isnat edilen suçlamalara dayanak olarak gösterilen temel olguların başvuruya konu yazılar olduğu gözetildiğinde hukukilik şartını sağlamayan tutuklama gibi ağır bir tedbir, ifade ve basın özgürlükleri bakımından demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü bir müdahale olarak kabul edilemez.

Öte yandan suça konu yazıların yayımlandığı ve konuşmaların yapıldığı dönemde; kamuoyunun bir kesiminin dile getirdiklerine benzer görüşleri başvurucunun yazılarında; ve konuşmalarında ifade etmesi nedeniyle hakkında tutuklama tedbirine başvurularak ifade; ve basın özgürlüklerine müdahale edilmesinin hangi “zorlayıcı toplumsal ihtiyaç”tan kaynaklandığı; ve demokratik toplum düzeninde neden gerekli olduğu somut olayın özelliklerinden ve tutuklama kararının gerekçelerinden anlaşılamamaktadır.

Son olarak yazılar ve konuşmalar dışında somut olgu ortaya konulmadan başvurucunun tutuklanmış olmasının ifade; ve basın özgürlüklerine yönelik caydırıcı bir etki doğurabileceği de açıktır.

Bu itibarla ifade ve basın özgürlüklerinin de ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu
Yandex.Metrica