Mahzen

Perinçek: “Vatandaşlık Tanımını Değiştirmeye Kalkanlar Silahla Gelsinler”

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine iki programa katılarak süreci değerlendirdi.- akarhaber

28 Şubat Cuma günü saat 20.00’de Cine1 ekranına konuk olan Perinçek, seyircilerden gelen soruları yanıtladı. Binali Yıldırım’ın vatandaşlık tanımının değişmesine yönelik yaptığı açıklamaya dair sorular soruldu.

Biliyorsunuz 26 Şubat’ta Binali Yıldırım bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında Recep Tayyip Erdoğan’ın bir dahaki seçimde aday olabilmesi için önündeki bütün engellerin kaldırılması gerektiğini hatta gerekirse vatandaşlık tanımının da değiştirilebileceğini söyledi. ben de bir hukuk öğrencisi olarak size de bir hukukçu olarak soruyorum, anayasada böyle bir değişiklik bekliyor musunuz?

“Özellikle Öcalan’ın bu çağrısından sonra hiç böyle bir şey olmayacak. Bunu yaz. Teşekkür bugün tarih ne? 28 Şubat. 28 Şubat 2025 yılında ramazanın birinci günü arifesinde Doğu Perinçek dedi ki, Türkiye anayasasındaki vatandaşlık tarifi kesinlikle değişmeyecek. Neye dayanarak söylüyorum? Vatandaşlık tanımını kağıtla, kalemle, oyla değiştiremezsiniz. Yani mecliste birtakım adamlar el kaldıracak vatandaşlık tanımı değişecek. Vatandaşlık tanımını değiştirmeye kalkanlar silahla gelsinler.
Ben size bir başlık veriyorum. Vatandaşlık tanımı gibi tanımlar böyle meclis kararlarıyla, yok Özgür Özel’in dediği bu mecliste çözülür vs. Türk Silahlı Kuvvetleri süngüyle çözdü. O meclis ne kadar zamandır var? Niye PKK’yı bitiremiyor o meclis? Çünkü bazı sorunlar vardır ki ancak silahla çözülür. Örneğin diyelim İstiklal Savaşı Türkiye’nin veyahut İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler’e karşı mücadele. Yani tarihsel süreçlerde bir şey düğümlendiği zaman silahlı çözümler gündeme gelir. O çözümler gündeme geldiği zaman, efendim Sayın Binali Yıldırım Bey, ki benim hemşehrimdir. Mecliste parmaklar kalkarak vatandaşlık tanımı falan imkânsız bu.
Vatandaşlık tanımı basit bir anayasa maddesi değil. Anayasanın bir sürü teferruat maddeleri var. Onlar değişir. Ama vatandaşlık tanımı yani Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olanlar Türk’tür diye özetlenen tanımı silah dışında hiçbir güç değiştiremez. Amerika, İsrail gelir, Ankara’yı alır o zaman o tanımı değiştirirler. Ona da kimse izin vermez. Bu milletin ordusu var. Gücü var. Efendim Türk tanımını anayasadan çıkartacak olan güç yok. Güç varsa ben onlara meydan okuyorum. Gelsin bakalım. Silahları herkes tokuştursun. Sonunda onlar bu toprağa gömülür.
Vatandaşlık konumu değişmiyor. Evet, değiştiremezler, güçleri yetmez. Evet, vatandaşlık tanımından türkü çıkartmaya, güçleri yetmez. Silahla başarırlarsa olur ama onu da başarma şansları yok. Onu ifade edeyim.”

Emperyalizmi PKK’ya kara gücüm diyor. Son gelişmelerden sonra ABD emperyalizmine rağmen PKK silahları bırakacak mı? Kendisini feshedecek mi?

“Şimdi bakın bu sorunun cevapları da çıktı. Amerika’dan iki tür açıklama var. Şimdi Amerika büyük bir devlet. Rusya da büyük devlet, Çin de büyük devlet. Yani birtakım önemli güçler, büyük devletler, büyük siyasal partiler belli bir süreç ortaya çıktığı zaman ya buna böyle cepheden karşı alırlar veya içine girip içinden onu kendi amaçları yönünde yönlendirmeye çalışırlar. Şimdi Amerika’da da benim izlediğim yapılan açıklamalar bir tane açıklama şu ha işte bu iyi olur barış ve istikrar getirir.
Tabii PKK gibi bir terör örgütü var. Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak kabul edilmiş. Dolayısıyla PKK terör örgütünün silah bırakması ve feshedilmesi yönündeki çağrıya ‘’aaa ben buna karşıyım’’ demek devletler açısından kolay değil. Ama ne olur tamam bu bir barış sürecidir, iyidir falan deyip ondan sonra onu bozacak politikalar geliştirir. Amerika’da bir bu eğilim var.
İkincisi gelirken okuduğum Rubin’in yani bu CIA’nın önemli şeflerinden Rubin’in bir açıklaması var. O ise cepheden tavır alıyor. Suriye’nin kuzeyindeki diyor PKK falan filan. Kimse onları silahsızlandıramaz diyor. Dolayısıyla Doğu Akdeniz’e odaklanan bir Amerika söyledik. Doğu Akdeniz’de ve Türkiye’yi özellikle tehdit eden bir Amerika’nın kara gücünden kara kuvvetinden vazgeçmesini beklemek hayal olur. Çünkü ne demek PKK’nın silahlı gücü? Sonuç itibariyle Amerikan ordusunun bir parçası. Amerika’nın kara kuvveti ne demek? Ona güç değil de kara kuvveti diye Türkçeye çevirmek lazım. Neden? Biz Kara Kuvvetleri Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri diyoruz ya. Orada Amerika diyor ki benim hava kuvvetim var. Batı Asya’da. Kuvvetim de var Akdeniz’de. Kara Kuvvetim ise evet Amerikan birlikleri falan var ama esas olarak PKK diyor.
Öcalan’da diyor ki bu PKK silahları bıraksın. Öcalan Amerika’nın herhangi bir taburunun alayının, tugayının veya tümeninin silah bırakmasını sağlayabiliyor mu? Ha onun için. Bu olay burada başladı, bitmedi. Yani şöyle bir hayale kapılmayalım. Öcalan çağrıda bulundu. PKK’yı feshedecek ve silahları bırakacak. Silah ona bırakma diyen bir Amerika olacak. Ona silah bırakma diyen bir İsrail olacak. Ve o Amerika ve İsrail aynı zamanda Türkiye’yi de idare etmeye çalışacak. Bizleri de kandıran ondan sonra politikalar falan çevirmeye çalışacak. Onun için önümüzde zor bir süreç var.
Onun için ben konuşmamda belki arada kaynamıştır. Bir kez daha söyleyeyim. Türk için bir yeni fırsat doğmuştur. Önümüzdeki süreçte PKK’nın içindeki maneviyat çözülmesine dayanarak, bölünmelere dayanarak tekrar Suriye’nin kuzeyindeki PKK’yı silahla tasfiye etme fırsatı Türk ordusu için doğmuştur ve bu fırsatın kullanılması gerekirdi. Ve buralara doğru bu süreç gider. Bu süreç bu sürecin faydası şu. PKK’nın maneviyatını çökerten kararlı direncini çökerten kendi liderleri tarafından bir açıklama oldu. PKK’yı bölen bir açıklama oldu. Yani PKK içinde şimdi silahları bırakalım diyenlerle bırakmayalım diyenler arasında. Aynı zamanda bir çelişmeler ve çatışmalar sürecine giriyoruz. Ve ikisinin de elinde silah var. Bırakanın da var. Bırakmak istemeyenin de. Arasında bazı çatışmalara tanık olacağız. Ama bütün bunlar sonuç itibariyle bu mücadelede Türkiye’nin lehine olan PKK’ya darbe indiren, PKK’nın maneviyatını bozan, PKK’yı bölünmeleri sürükleyen, dolayısıyla Amerika’nın ve İsrail’in de güvendiği karlara daha dağlara kar yağmış oluyor.
Bu süreç burada bitmedi. Onun için süreçte de Vatan Partisi’nin izlediği doğru politikalara yürütmemiz lazım. Burada iki tane önemli husus var. Bir silahın belirleyici olduğunu göreceğiz. Bu süreçlerde silah belirleyicidir. Bu mevzi silahla kazanıldı. Yoksa Abdullah Öcalan’ın beyanatlarıyla değil, silahla kazan Türk ordusunun silahıyla. Ve kesin sonuçta gene Türk ordusunun silahıyla kazanılacak.
İki, şu Tayyip Erdoğan düşmanlığına kafayı hapsetmeyeceğiz. O ahmakça bir şey. Yani somut durum tahlilinden vazgeçen gerçekleri, şey mevzileri düşmanı, dostu ondan sonra bunları tahlil etmeyen, ona kafayı bir Tayyip Erdoğan düşmanlığına takmış, değil mi? Bu Aptalca tutumu da bizim kamuoyundan ve kendi partimizi içinden de Vatan Partisi için söylüyorum, temizleyeceğiz.

Daha Fazla Göster