Siyaset

CHP vekillerine Tüm ailem için önerge verin talimatı verdi

CHP vekillerine Tüm ailem için önerge verin talimatı verdi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis Genel Kurulu’nda Bütçe’nin geneli üzerine yapılan oturumda CHP’li vekillere çağrı yaparak, “Benim çocuğum, damadım, kızım ve hatta dünürüm için araştırma önergesi verin” dedi. CHP vekillerine Tüm ailem için önerge verin talimatı verdi detaylar haberimizde…

CHP vekillerine Tüm ailem için önerge verin talimatı verdi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinde konuştu.

Filistin davasının bir insanlık davası olduğunu söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, Filistin’e ve Filistinlilere sahip çıkmanın insan olmanın gereği olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, zulme karşı ortak direnileceğini belirterek şöyle konuştu: “Zulme karşı direneceğiz, zalime karşı direneceğiz ama bu konuda, üzülerek ifade edeyim, Arap dünyası iyi bir sınav vermemiştir, başarılı bir sınav vermemiştir. Bizim gösterdiğimiz duyarlılığı Arap dünyasının pek çok devleti, maalesef, üzülerek ifade edeyim, göstermemiştir.

CHP vekillerine Tüm ailem için önerge verin talimatı verdi

Birleşmiş Milletler kararlarına açıkça İsrail karşı çıkmıştır ve ihlal etmiştir ve biz ve Türkiye Cumhuriyeti bu konuda çok daha net, çok daha kararlı bir tavır takınmak zorundadır. Öyle lafla peynir gemisi yürümez. ‘İsrail’le ilişkileri kesebiliriz.’ Kesiyorsan kes kardeşim, biz de kapı gibi arkandayız. Öyle lafla olmaz bu iş. Kaldı ki asıl kızacağın adam, Trump. Niye kızmıyorsun? Öyle dolaylı, orta alanda top veriyorsun. Asıl bu işin sorumlusu, Amerika’daki Başkandır. Oradaki sıkışmışlığını gidermek için, gündemi değiştirmek için getirdi Orta Doğu’nun kalbine pimi çekti, bombayı koydu. Herkesi aradı, sadece ve sadece Erdoğan’ı aramadı. Bu bile üzerinde hepimizin oturup düşünmesi gereken bir gerçektir ve bu gerçek başka bir şeyi daha gündeme getirecek, radikal unsurların arayıp da bulamadıkları bir ortamı yaratacaktır; radikal unsurların, katillerin arayıp da bulamadığı bir ortamı yaratacaktır.

CHP vekillerine Tüm ailem için önerge verin talimatı verdi

Bakın, ben size bir şey göstereyim değerli arkadaşlar, Dışişleri Bakanlığının internet sitesi. İsrail’le ilgili açıyorsunuz devleti, başkenti boş, Tel Aviv yazmıyor ama orada bir yıldız var. Yıldıza baktık, ne yazıyor? ‘Efendim, İsrail 1980 sonrası şunu şunu yaptı ama onlar Kudüs’ü başkent olarak kabul ediyorlar.’ diyor. E, sen niye Tel Aviv yazmıyorsun, niye yazmıyorsun? Elinden tutan mı var? Hem bunu yapacaksın hem kalkacaksın iç politikada şunu yaparım, bunu yaparım, bunu asarım, bunu keserim… Bunlara bu milletin karnı tok arkadaşlar, bu milletin karnı tok. Yapacaksan adam gibi yap, oraya yazacaksın: ‘İsrail’in başkenti Tel Aviv’dir’ diye. Yazıyor musun? Yazmıyorsun, yazamıyorsun. Alta dipnot koymuşsun, orayı da boş bırakıyorsun. Bu, doğru değil. Takipçisi olacağız.

CHP vekillerine Tüm ailem için önerge verin talimatı verdi

Sayın Başbakandan da istirham ediyorum, o başkentin adı Tel Aviv’dir. Kaldı ki not sadece bu konuda da kırık değil, buraya, 20 milyon dolara Türkiye’nin itibarını satan bir anlaşma da geldi. 20 milyon dolara Türkiye’nin bütün itibarını satan anlaşma da geldi. Anlaşmada ne yazıyor biliyor musunuz? ‘Ankara’ ve ‘Kudüs’ yazıyor ve sizler o anlaşmaya ‘Evet.’ dediniz. Niye ‘Evet.’ dediniz, hangi gerekçeyle ‘Evet.’ dediniz? Filistin olayı bu memleketin onurudur. Kudüs, hepimizin, üzerinde titremesi gereken bir kenttir. Bir barış kenti olmak zorundadır Kudüs. Üç semavi dinin de kutsal mekânıdır orası. Orası, birilerine asla ve asla terk edilemez. Bunu gayet açık, gayet net, CHP Grubu adına söylüyoruz.”

“Lozan’ı tartışmaya açman için önce Üniversite DİPLOMANI göster”

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yunanistan ziyaretini anımsatan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Sayın Cumhurbaşkanı Yunanistan’a gitti. Gidebilir tabii, gezmesinde yarar vardır, dostluk ilişkilerinin gelişmesinde yarar vardır. Hiçbir zaman, ‘Neden şuraya gitti, neden buraya gitti?’ diye özel bir eleştiri getirmiyoruz, tam tersine, gidilmeli, gezilmeli, ticari ilişkiler, kültürel ilişkiler geliştirilmeli. Ülkeler, barış eksenli, birbirlerine destek vermeliler. Gidildi, orada Lozan tartışma konusu yapıldı. Bir devlet başkanı pozisyonunda olan kişi, ayaküstü, Türkiye Cumhuriyeti sınırlarını belirleyen Lozan Anlaşması’nı tartışmaya açamaz.

CHP vekillerine Tüm ailem için önerge verin talimatı verdi

Sormak istiyorum, Sayın Erdoğan’a sormak istiyorum: Hangi gerekçeyle Lozan’ı tartışmaya açıyorsun, hangi bilgi birikimiyle Lozan’ı tartışmaya açıyorsun? Lozan’ı tartışmaya açman için önce şu üniversite diplomanı bana bir göster bakayım. Yok böyle şey. Türkiye Cumhuriyeti’nin namusudur o, namusudur. Benim sınırlarımı sen nasıl gidersin başka bir ülkede tartışmaya açarsın? Konuşuyorsun, iç politika malzemesi yapıyorsun, ben bunu da anlarım. Peki, ben Sayın Erdoğan’a sormak isterim: Orada niye 18 adadan söz etmedin? İşgal altındaki 18 adadan neden söz etmedin, neden söz etmedin? lk kez bu hükümetler döneminde Türkiye toprak kaybetmiştir. Tıpkı Süleymanşah Türbesi’ndeki gibi.

“Bir kişi ‘ben devletim’ diyorsa, diktatördür”

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

Devlet ve hükümet ayrıdır. Devlet bakidir. Hükümet gelir devleti yönetir. Sonra seçim olur kazanırsa tekrar yönetir. Eğer bir kişi ben devletim diye ortaya çıkıyorsa onun adı siyaset kitaplarında diktatörlüktür. O nedenle devlet hükümet ayırmamız lazım. Bir kişi ‘Ben devletim’ diyorsa, diktatördür. Devlet adaletle yönetilmeli. Bir belediye denetlendi diye biz karşı mı çıktık? Denetimde adaletli davranılmadığı için itiraz ediyoruz. Halbuki yönetici pozisyonunda olan kişi, hesap verme pozisyonunda olan kişidir. Bu konuda en ufak bir tereddüdümüz yoktur.

“Boğazından bir lokma haram geçen belediye başkanını yaşatmam”

Daha önce havuz medyasında Ataşehir Belediyesi ile ilgili haberler çıktı. Ben de belediye başkanına açıp sordum “doğru değil” dedi. ‘O zaman gidip suç duyurusunda bulunacaksın kendin için’ dedim. Gitti, kendi hakkında suç duyurusunda bulundu. Araştırma yapıldı hiçbir şey çıkmadı. Karar kesinleşti.

Havuz medyasının Buz Rezidans diye takdim ettiği yerle ilgili de iddia oldu. İncelendi. Soruşturma açılmasına gerek yoktur diye devletin denetim elemanı karar verdi. Bakan da diyor soruşturmaya gerek yok diye. AKP’nin üyeleri Ataşehir’deki bu karara itiraz ediyor. Danıştay’a gidiyor. Danıştay da ‘soruşturmaya gerek yoktur’ diyor. Mahkemeye gidiyor yine aynı karar çıkıyor. Şimdi siz kalkıp belediye başkanını açığa alıyorsunuz. Bunları görmeseydim ben de sizler gibi ‘ne oluyor’ derdim.

16.9’u yıkamıyorsun. Çok eski bir gecekondu yıkılmadı diye soruşturma açıyorsun. İtiraz ettiğimiz budur. Açık ve net söylüyorum: Boğazından bir lokma haram geçen belediye başkanını ben yaşatmam.

“Dünürüm hakkında bile araştırma önergesi verin”

Benimle ilgili iddia ediyorlar… Kızlarımın evleri varmış… Benim, ailem, torunum, damadım hatta dünürüm. Hepsi için araştırma önergesi verin. Hepsi araştırılsın… Hiçbir tereddüdüm yok. Beş kuruş bulursanız gelip buradan özür dileyeceğiz. Ama ben Ankara’daki beylere soruyorum benim gösterdiğim cesareti gösterebilir misiniz? Kimse zalimin emrinde emir kulu yapmasın Allah. Zalimin emrinde en çok emir kulluğu yapanlar da döneklerdir.

“Gel kardeşim dosyayı yeniden açalım”

Rıza Zarrab denilen bir sahtekar geldi rüşveti başlattı. O dönem en sert eleştirileri ben yaptım. Bana en çok dava açan kişilerden biri Zarrab’tır. Reza Zarrab denilen rüşvetçi şarlatan, dönemin üç bakanını ve bir genel müdürü para ile satın almıştır. Bu parlamento bir soruşturma komisyonu kurdu. Komisyon soruşturmayı kapattı. Amerika’daki davadan rahatsızım. Binali Yıldırım’a açıkça çağrı yapıyorum. Gel kardeşim soruşturmayı yeniden açalım.

A Haber’e yüklendi: “Sizi Rezil Edeceğim”

Zarrab’ın dosyaları kapatıldı havuz medyasına çıkarıldı arkasına bu milletin namusu olan bayrak fon olarak kullanıldı A Haber’de. Sizin boynunuza ne takacağımı biliyorum dedim. Hemen atladılar “Bizi asacak mısın” diye. Sizi idam etmeyeceğim, rezil edeceğim. Rıza Sarraf denilen şarlatanın arkasına bayrak koyup kanala çıkardılar. Rıza Sarraf’a şeref madalyası takılmalı diye tweet attı. A haber’e söylüyürum. Şeref madalyası mı takacaksın, yoksa ben senin boynuna ihanet madalyası mı takayım?

“Bu şarlatana devletin sırlarını kim verdi?”

MİT dönemin başbakanı Erdoğan’ın önüne 3 sayfalık bilgi notu koydu. “Bu adam tehlikeli” diye… Eğer MİT bu notu koymadım diyorsa MİT’in kapısına bir anahtar vuralım kapatalım.

MİT “rapor vermedik” diyor. Ben de biliyorum rapor olmadığını. MİT’in verdiği bilgilendirme notudur. Bu şarlatana devletin sırlarını kim verdi? MİT’in devreye girmesi lazım.

Dünyada rüşvete faiz ödeyen tek ülke biziz. Türkiye’nin bu ayıptan kurtulması lazım. O ayakkabı kutusunu verdik üzerine bir de faiz verdik. Üzerine bir de şeref madalyası taksaydık.

Bu adamı bir de Ziraat Bankası yönetimine seçtik. Aklımızı mı yedik ben anlamıyorum. Bizim hep birlikte sahtekarlardan, namussuzlardan hesap sormamız lazım. Hesap sormak bu parlamentonun namusudur. Eğer buna varsanız grubumuz hazırdır.

Bütün bunlar olurken Sayın Erdoğan’ın ağzından Reza Zarrab aleyhine çıkmış tek cümle yoktur. Neden? Bu şarlatanı bu rüşvetçi hangi, gerekçeyle özel korumaya alındı. Ben merak ediyorum, halen hayırsever iş adamı olarak mı görülüyor?

Bu sahtekar, namussuzlardan, tüğü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerden hesap soralım. 82 milyon önünde soruyorum: 292 kilo altını kim çaldı? Bütün bunlar olurken Sayın Erdoğan’ın ağzından çıkmış tek bir kelime yoktur. Merak ediyorum hala hayırsever iş adamı olarak mı görülüyor.

Cepleriniz büyüdü cepleriniz…

Bütçenin halka umut vermesi gerekiyor, bu vermiyor. Göstermelik bir hükümet var. Her şeye bir kişi karar veriyor. Devlet iyi yönetilmiyor. İsterseniz yüzde 1500 büyüdük deyin kimse inanmıyor.

Elin oğlu vergi verecek, ‘Man’cılar vermeyecek.

Efendim yüzde 11 büyüdük. Cepleriniz büyüdü cepleriniz. Vatandaşın cebinde bir şey yok. Dünyanın en pahalı mazotunu satıyor bu hükümet.

80 milyona sesleniyorum: Bu faizci düzeni yıkacağız. Ne ezen ne ezilen insanca hakça bir düzen… Katakulli olmayacak. Bütçenin her kuruşunun hesabını vereceğiz. Bu ülkenin evladıysan kazandığın paranın vergisini vereceksin!

Taşeron işçisinin hakkının takipçisi olacağız. Kadro mu kadro vereceğiz. Sendika mı? Sendikalaşacak işçi. Her taraf israf efendim. İsraf ekonomisi var. İsraf bütün inançlarda haramdır.

Bütçeyi bir faiz bütçesi olarak biliyoruz. Tefecilere hizmet eden bir bütçe olarak biliyoruz. Demokrasi olmayan ülkenin ekonomisi böyle olur.

Gazetecilerin cezaevinde olduğu bir Türkiye’yi kabul etmiyoruz. Akademisyenleri ihraç edilmiş bir Türkiye’yi kabul etmiyoruz.

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu
Yandex.Metrica