Raporlar

Dr. Kerem Gülay ile Yüksel Yalçınkaya Kararını Değerlendirdik

Dr. Kerem Gülay ile Yüksel Yalçınkaya Kararını Değerlendirdik

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Yüksel Yalçınkaya Kararı: Türkiye’deki Yargılamalar ve Uluslararası Hukuk Çerçevesindeki Eleştiriler- akarhaber

AİHM Yüksel Yalçınkaya kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) birkaç maddesinin ihlal edildiğine karar verdi!

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 26 Eylül 2023 tarihinde Yüksel Yalçınkaya davasında önemli bir karar verdi. Bu karar, özellikle 15 Temmuz 2016 sonrasında Türkiye’deki yargılamalarla ilgili çeşitli değerlendirmeler içeriyor. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) birkaç maddesinin ihlal edildiğine karar verdi, bunlar arasında adil yargılanma hakkı (Madde 6), ‘kanunsuz ceza olmaz’ ilkesi (Madde 7) ve örgütlenme ve toplanma hakkı (Madde 11) bulunuyor. Kararda, AİHM, Türk yargısının son dönem işlemlerini, kararlarını ve uygulamalarını eleştirerek, bu uygulamaların sistematik olarak hukuksuz olduğunu belirtti. Karar, Türkiye’deki örgüt yargılamalarındaki hukuka aykırı uygulamaları ve bu uygulamaların yol açtığı hak ihlallerini ayrıntılı bir şekilde ele aldı. Kararın ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Meclis’in 1 Ekim’deki açılışında, bu kararı uygulamama yönünde bir itirazda bulundu.

Yüksel Yalçınkaya kararının yeni bir hukuki durum ortaya koydu!

Konuya ilişkin, Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu‘nun programına katılan Uluslararası Ceza Hukuku Uzmanı Dr. Kerem Gülay, Yüksel Yalçınkaya kararı ve Türkiye’deki yargılamalar hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Yüksel Yalçınkaya kararının yeni bir hukuki durum ortaya koyduğunu belirterek, Türkiye’de daha önce yaşanan toplu tutuklamalar ve darbe yargılamaları gibi olayların bu yeni durumla kıyaslandığında farklı bir boyut taşıdığını vurguladı. Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü’nün 7-1/E maddesine atıfta bulunarak, kişilerin uluslararası hukukun temel kurallarına aykırı bir şekilde özgürlüklerinden mahrum bırakılmasının insanlığa karşı suç teşkil ettiğini ifade etti. Bu suçların sistematik veya geniş kapsamlı bir saldırının parçası olması gerektiğine işaret etti. Sistematik ve geniş kapsamlı saldırının ne anlama geldiğini açıklayarak, sivillere karşı yapılan kötü muamelelerin de bu kapsamda değerlendirilebileceğini belirtti. AİHM’in Türkiye’ye tebliğ ettiği Yüksel Yalçınkaya’ya benzer binlerce dosyanın varlığına dikkat çekerek, bu durumun geniş kapsamlılık koşulunu sağladığını söyledi.

Bu durumun insanlığa karşı suç eşiğine yaklaştı

Ayrıca, Türkiye’deki yargılamaların ve tutuklamaların sistematik olduğunu, bunun uluslararası yargı tarafından ciddi bir iddia olarak değerlendirilebileceğini dile getirdi. Dr. Gülay, sivil kişilerin özgürlüklerinden mahrum bırakılmasının Roma Statüsü anlamında önemli olduğunu ve bu durumun insanlığa karşı suç eşiğine yaklaştığını vurguladı.

Karar veren yargıçların yurt dışına çıktıklarında yargılanma riskleri var!

Bu değerlendirmeler, Türkiye’nin yargı sistemine ve uluslararası hukuka uyum konusuna dair ciddi soru işaretleri oluşturuyor. Dr. Gülay’ın bu konudaki endişeleri, yargı sisteminin adaletten ziyade adaletsizlik dağıttığını ve bu durumun Türkiye için ulusal güvenlik sorunu haline gelme potansiyelini taşıdığını gösteriyor. Yargıçların yurt dışına çıktıklarında yargılanma riskleri ve bu durumun Türkiye’nin diplomasisi için oluşturabileceği riskler, Gülay’ın dile getirdiği önemli noktalardan bazıları. Bu durumun uluslararası adaletin bir parçası olduğunu ve geçmişte Nürnberg ve Güney Afrika’da benzer örneklerin yaşandığını anımsattı.

Dr. Gülay, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı gibi üst düzey yetkililerin görev süreleri sona erdikten sonra yargılanabileceğini belirtti

Gergerlioğlu, Gülay’a, Türkiye’deki üst düzey yetkililerin yargılanma durumları hakkında sorular yöneltti. Dr. Gülay, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı gibi üst düzey yetkililerin görev süreleri sona erdikten sonra yargılanabileceğini belirtti. Arjantin’de Kolombiya’nın eski Devlet Başkanı hakkında başlatılan soruşturmayı örnek göstererek, uluslararası ceza hukukunun giderek artan bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Ayrıca, Almanya, İsviçre, Fransa ve İspanya gibi ülkelerin uluslararası suçlar işleyen kişileri kendi yargı sistemleri içinde yargıladıklarını belirterek, bu durumun giderek yaygınlaştığını ve uluslararası siyasi ilişkilerde önemli bir rol oynadığını dile getirdi.

Bireysel başvuruların yanı sıra sistematik sorunlara da odaklanılması gerekir

Gergerlioğlu’nun, AİHM kararlarına uyulmaması ve Türkiye’deki yargılamaların uluslararası hukuk çerçevesindeki değerlendirmeleri hakkındaki sorularına cevap veren Gülay, Türkiye’deki yargı sisteminin yapması gerekenleri ve bu konudaki eksiklikleri vurguladı. Özellikle bireysel başvuruların yanı sıra sistematik sorunlara da odaklanılması gerektiğini, ve bu konuda detaylı ve dikkatli bir inceleme yapılmasının önemine değindi.

Türkiye’deki hakim ve savcıların uluslararası hukuk konusunda daha fazla eğitim almaları gerek!

Türkiye’deki hakim ve savcıların uluslararası hukuk konusunda daha fazla eğitim almaları gerektiğini ve bu alandaki eksikliklerin Türkiye’nin ulusal güvenliği için de önemli olduğunu belirtti. Ayrıca, yargıçların ve avukatların uluslararası hukuk dili olan İngilizceyi yeterince bilmelerinin önemine vurgu yaptı. Gülay, uluslararası hukukun Türkiye’de daha fazla dikkate alınması ve bu alanda daha yoğun eğitimler verilmesi gerektiğini ifade etti.

AİHM’in Yalçınkaya kararı uluslararası hukuk açısından ciddi sonuçlar doğurabilecek!

Gergerlioğlu, AİHM’in Yalçınkaya kararının ve diğer ardı ardına gelen kararların Türkiye’de nasıl algılandığını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu kararları tanımama yönündeki açıklamalarının sonuçlarını sordu. Gülay, bu durumun uluslararası hukuk açısından ciddi sonuçlar doğurabileceğini ve Türkiye’nin yargı sistemine yönelik sistematik sorunların altını çizdi.

Uluslararası hukukun Türkiye’de daha fazla dikkate alınması ve bu alanda eğitimlerin artırılması, ulusal güvenlik ve yargı sisteminin iyileştirilmesi açısından önemli

Bu görüş alışverişi, Türkiye’nin uluslararası hukuka uyum konusundaki zorluklarını ve bu durumun hem iç hukuk hem de uluslararası ilişkiler açısından taşıdığı riskleri gözler önüne seriyor. Uluslararası hukukun Türkiye’de daha fazla dikkate alınması ve bu alanda eğitimlerin artırılması, ulusal güvenlik ve yargı sisteminin iyileştirilmesi açısından önemli görünüyor.

Anayasa 90. Maddesine göre AİHS ve AİHM’in kararları Türkiye için kanunlardan daha üstün

Dr. Kerem Gülay, Türkiye’nin terörle ilgili tanımlarını ve AİHM’in bu konudaki kararlarını gözden geçirmesi gerektiğini de vurguladı. Gülay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AİHM kararlarını uygulamama yönündeki açıklamalarını Anayasa’nın 90. Maddesi çerçevesinde ele aldı. Anayasa uyarınca, uluslararası anlaşmaların kanun hükmünde olduğunu ve insan haklarıyla ilgili konularda anlaşmaların kanunlardan üstün tutulması gerektiğini belirtti. Bu bağlamda, AİHS ve AİHM’in kararlarının Türkiye için kanunlardan daha üstün olduğunu ifade etti.

Yargı kararlarının uygulanmaması konusunda Cumhurbaşkanı’nın bir yetkisi yok!

Gülay, Cumhurbaşkanı’nın kararname yetkisi ve yargı üzerindeki etkilerini de değerlendirerek, yargı kararlarının uygulanmaması konusunda Cumhurbaşkanı’nın bir yetkisi olmadığını belirtti. Yargının kendi kararlarını uygulamama eğilimine dikkat çekti. Ömer Faruk Gergerlioğlu, kuvvetler ayrılığı ilkesi ve Cumhurbaşkanı’nın yargı kararlarını uygulamama yönündeki açıklamalarının sonuçları hakkında Gülay’a sorular yöneltti. Gülay, bu durumun anayasal olarak kabul edilemez olduğunu ve mahkemelerin devlet başkanının görüşlerine dayanarak kararları uygulamama yetkisine sahip olmadıklarını vurguladı.

Yalçınkaya Kararının uygulanmaması Türkiye’nin uluslararası ilişkiler ve itibarı açısından da ciddi sonuçlar doğurabilecektir

Yüksel Yalçınkaya kararı ve Türkiye’deki yargı sistemine yönelik eleştirilerin yanı sıra, yargıçların ve savcıların uluslararası hukukta nasıl değerlendirilebileceğine dair geniş çaplı değerlendirmelerde bulunan Gülay durumun sadece hukuken ve insan hakları açısından değil, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası ilişkiler ve itibarı açısından da ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti.

Türkiye’nin hukuk sisteminde ve uluslararası hukukta nasıl değerlendirileceği konusunda önemli bir tartışma konusu olduğunu ortaya koyuyor

Gergerlioğlu’nun, AİHM kararları ve Türkiye’deki yargı uygulamaları hakkında yönelttiği sorulara Gülay, Türkiye’nin hukuki ve uluslararası durumunun ciddiyetini ve bu konuda atılması gereken adımları açıkladı. Yargıtay’ın AİHM kararlarını dikkate alması gerektiğini ve bu kararların hukuki ve adalet açısından önemli olduğunu vurguladı. Bu durumun, Türkiye’nin hukuk sisteminde ve uluslararası hukukta nasıl değerlendirileceği konusunda önemli bir tartışma konusu olduğunu ortaya koyuyor.

Programın tamamını bu linkten izleyebilirsiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=3CmK9_5-w-Y

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu
Yandex.Metrica