Genel

Reza Zarrab davasında yeni isim ve kurumlar dosyaya girebilir

Reza Zarrab davasında yeni isim ve kurumlar dosyaya girebilir CHP’nin Amerika Temsilcisi Yurter Özcan, dava envanterine giren gizlilik kararı olan kamuoyuna açıklanmayan dosyalarda veya sunulacak yeni belgelerde bazı Türk kamu kuruluşlarının ve yeni isimlerin Sarraf dosyasına girebileceğini söyledi. Reza Zarrab davasında yeni isim ve kurumlar dosyaya girebilir detaylar haberimizde…

Reza Zarrab davasında yeni isim ve kurumlar dosyaya girebilir

New York’ta 1,5 yıldır devam eden Reza Zarrab davasını takip eden ve tüm duruşmalara katılan CHP’nin Amerika Temsilcisi Yurter Özcan, Sarraf davasıyla ilgili Amerikalı yetkililerin soruşturmayı çok uzun yıllar önce başlatıp bu konuda Türk yetkilileri uyardıklarını belirterek Halkbank ve Türk hükümetinin bu uyarılara karşı bir önlem almadığını, yapılan yanlışları düzeltme yoluna gitmediğini söyledi. Özcan, dava envanterine giren gizlilik kararı olan kamuoyuna açıklanmayan dosyalarda veya sunulacak yeni belgelerde bazı Türk kamu kuruluşlarının ve yeni isimlerin Zarrab dosyasına girebileceğini söyledi.

CHP’nin Amerika Temsilcisi Yurter Özcan, Zarrab’ın yeni iddianamede yer alan suçlamaların yüzüne okunmasıyla ilgili duruşma sonrasında Amerika’nın Sesi‘nden Can Kamiloğlu’nun sorularını yanıtladı. Özcan, son hazırlanan iddianameyle suçlarının ve sanık sayısının arttığını belirterek davaya yeni isim ve yeni Türk kuruluşlarının eklenmesinin sürpriz olmayacağını ifade etti.

Reza Zarrab davasında yeni isim ve kurumlar dosyaya girebilir

“Birden fazla Türk Bankası dosyada olabilir”

Özcan, son iddianamede Halkbank’tan Türk Bankası1 (Turkish Bank 1) kod adıyla söz edildiğini belirterek, “Bizim konuştuğumuz hukukçular, bunun birden fazla Türk bankasının dava dosyasında yer alacağı görüşünde. Hem sanıkların sayısının hem de bu dosyaya dahil edilebilecek banka ve şirketlerin daha da genişleyeceğini düşünüyorum” dedi.

Reza Zarrab davasında yeni isim ve kurumlar dosyaya girebilir

“ABD’li yetkililer 2013’te Halkbank’ı uyardı”

Özcan, Zarrab davasıyla ilgili soruşturmanın yıllardır süregelen bir soruşturma olduğunu belirtti. Soruşturmanın başından itibaren Amerikan makamlarının iyi niyetli bir şekilde bu konuda Türk makamlarıyla temasa geçip yetkilileri Zarrab konusunda uyardığına işaret etti.

Reza Zarrab davasında yeni isim ve kurumlar dosyaya girebilir

İddianameye bakıldığı zaman bu soruşturmanın 2010 senesine kadar gittiğinin görüldüğünü belirten Özcan, Halkbank’ın Amerikan Maliye Bakanlığı yetkilileri tarafından İran’a yaptırımları delmekle alakalı uyarıldığını söyledi. Özcan, “İddianamede yazılanlara göre 2013’ün Şubat ayında Halkbank Amerikalı yetkililer tarafından uyarılmış. Bu 17- 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasından on ay önce olmuş. Buna ek olarak 2014 yılında Amerikan Hazine Bakanlığı yetkilileri şu an tutuklu olarak bulunan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla görüşmüş. Bizzat Reza Zarrab ismini gündeme getirmişler. Atilla ise Zarrab ve ailesinin iyi işadamları olduğunu söylemiş. Yaptırımları delmek ya da para transferleriyle ilgili yapılan kanun dışı hiç bir durum olmadığını ifade etmiş. Bu konuda Halkbank olarak son derece ciddi risk analizleri yaptıklarını söylemiş” diye konuştu.

Reza Zarrab davasında yeni isim ve kurumlar dosyaya girebilir

“Halkbank’ta Türk Hükümeti de önlem almamış”

Özcan, “Bu davayı sadece siyasi bir dava olarak adlandırmak son derece yanlış olur ve işin kolayına kaçmak olur. Tam tersine ‘Ben geliyorum’ diyen hukuki bir durum söz konusu. Bu vaka yıllardır ‘Ben geliyorum’ demiş. Ancak ne yazık ki Halkbank da Türk hükümeti de buna karşı bir önlem almamış. Bu yapılan yanlışları düzeltme yoluna gitmemiş. Ne yazık ki benzeri emsal davalar da var. Bu davayı yolsuzluk davası olarak tanımlamak yanlış olur. Yolsuzluk bu işin sadece bir parçası… İddianamede isnat edilen beş suça baktığınızda bu beş suçun arasında rüşvet diye bir suç yok.

ABD’yi dolandırma suçlaması var. Uluslararası acil ekonomik güç yasasını yani İran’a uygulanan ambargoyu delme suçlaması var. Para aklamak için komplo kurmak var. Yüksek miktarda para aklama suçlaması var. Banka yolsuzlukları yapma suçlaması var. Sanıklar için bu beş ayrı suçlamayla her biri için toplamda 95’er sene hapis cezası isteniyor. Halkbank ve siyasi yetkililer arasında bu işi rüşvet almadan babasının hayrına sadece Reza Zarrab ile dostluğunda dolayı yapmış olanlar da sanık sandalyesine oturabilirler. Davanın Türkiye’deki 17-25 Aralık soruşturmalarıyla eşit görmek bir yanlıştır. Bu dava çok daha büyük ve daha ağır suçlar var” dedi.

“Zarrab uzlaşma yolunu seçecek”

Bu tür davaların yüzde doksanında sanıkların savcılık makamıyla anlaşma yoluna gittiğini belirten Özcan, bir süre sonra Zarrab’ın da savcılıkla anlaşma yolunu seçeceğini öne sürdü. Özcan, “Geçmişte yaşananlar gösterge olursa büyük ihtimalle Reza Zarrab anlaşma yolunu seçecek. Bu tür davalarda savcılıkla anlaşma davanın esastan görüleceği yargı süreci başladıktan sonra da olabilir. Zamanlaması, bir taktik ve stratejik bir karar olacaktır. İddianamede isnat edilen suçlar arttıkça da sanıklar için istenen hapis cezaları da artıyor. Savcılık iddianameye bizim de görebileceğimiz çok ince detayları da ekledi. Her iki taraf arasında büyük bir psikolojik harbe dönüşecek bu olay. Esastan yargılama başladığı zaman şu an gizli tutulan dosyaların da açılmasıyla yeni belgeler ortaya çıkacak.

Açıkçası ben Zarrab’ın işinin kolay olmadığını düşünüyorum. Zarrab davasına emsal teşkil edecek daha önce görülmüş çok ciddi davalar var. Bu davalarda yabancı bankalar hüküm giymiş. Buna bankalar arasında İsviçre ve Fransa’nın bilinen bankaları da var. Çok ciddi cezalar verilmiş. Savunma makamının işinin kolay olmadığını düşünüyorum. Esastan yargılamanın başladığı zaman birçok şeyi daha ayrıntılarıyla öğrenebileceğiz. Şu an konuşulmayan bazı şeyler konuşulmaya başlanacak büyük ihtimalle sanık sayısı daha da artacağı için o zaman çok daha net bir fikrimiz oluşacak” diye konuştu.

10 Ağustos 2017 tarihinde…

“Reza Zarrab davasında eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın sözleri delil oldu” başlıklı haberler yayınlandı…

ABD’de Reza Zarrab davasında tutuklu olarak yargılanan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın kefalet talebi başvurusuna başsavcılığın itirazında önemli bir ayrıntı daha ortaya çıktı. Başsavcılık eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, 2012 yılında Mecliste yaptığı bir konuşmayı delil olarak sundu.

Reza Zarrab davasında tutuklu olarak yargılanan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın, New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde, 7 Eylül’de yapılacak kefalet duruşması öncesinde başsavcılık kefalet talebine itiraz etti.

Savcılığın Atilla’nın kefalet talebinin kabul edilmemesi için hazırladığı dosyada, işlenen suçların sıralandığı bölümde dikkat çeken bir ayrıntı vardı.

Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, 2012 yılında mecliste yapılan bütçe görüşmelerinde ani şekilde artan altın ihracatıyla ilgili açıklamaları, New York Güney Bölgesi Savcılığı tarafından, Atilla’nın aleyhinde delil olarak kullanıldı.

‘Babacan da kabul etti‘

Can Kamiloğlu’nun Amerika’nın Sesi’ndeki haberine göre; Savcılığın Babacan’ın açıklamalarına atıfta bulunduğu bölümde, hükümetin en üst düzeydeki yetkililerinin de bu durumdan haberi olduğu belirtildi. Dosyada, ”İddianamede yer alan suçların işlendiği zamanlarda Atilla, Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Atilla’nın bu entrikadaki rolü öncelikle Halkbank’ı başkalarıyla birlikte kullanıp, Zarrab ‘ın ABD yaptırımlarını ihlal ederek İran’a; altın ve para gönderilmesini gizlemekti. Atilla, bu gönderileri gizleme çabaları dışında Zarrab’ın gerçekleştirdiği işlemlerinin insani amaçlı olduğunu; Halkbank’ın bu şekilde yaptırımlardan muaf tutulacağını gösteren yanlış belgeler yaratıyor ve bunları işlemlerde kullanıyordu. O zaman Türk Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından da kabul edildiği gibi; İran’dan alınan petrol karşılığında Türkiye’den altın nakli yapılıyordu. İran’ın ABD ve uluslararası yaptırımlara tabi petrol satışlarından elde ettiği geliri telafi edebilmesi için kullanılan bir yöntemdi” dendi.

Babacan: İran’a altın ihracatı doğalgaz için ödediğimiz karşılık

O dönemde aniden yükselen altın ihracatı ve Babacan’ın bu konudaki açıklamalarıyla ilgili olarak 29 Kasım 2012 tarihinde CNN’in yaptığı haber delil olarak sunuldu.

Altın ihracatında patlama yaşanması üzerine eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2012 yılının Kasım ayında TBMM’de konuyla ilgili açıklama yapmıştı. Babacan, Türkiye’nin İran’dan satın aldığı doğalgazın parasını Türk lirası olarak ödediğini belirtmişti. Babacan, uygulanan yaptırımlar nedeniyle parayı döviz olarak ülkeye götüremeyen İran’ın piyasadan altın aldığını açıklamıştı. Babacan, “İran’a altın ihracatı, doğalgaz için ödediğimiz karşılık“ diye konuşmuştu.

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu
Yandex.Metrica