‘İşin içinde polis, savcı, hakim ve bürokrat var’
‘İşin içinde polis, savcı, hakim ve bürokrat var’
Milas’ta fuhuş çetesinin işkence ve cinsel saldırısına uğrayan S. Y., yaşadıklarını ve hukuk mücadelesini +Gerçek’e anlattı – Yağmur Kaya – artıgerçek
“Milas, Bodrum, Güllük, Güvercinlik, Selimiye… Muğla’yı kapsayan fuhuş çeteleri var. Bu çeteler, genç kadınları iş görüşmesi adı altında çağırarak işkence ve tecavüz ederek fuhuşa sürüklüyor.” Bu sözler Muğla’nın Milas ilçesinde 2 yıl önce iş görüşmesi için çağrılarak Mutlu Erbey adlı erkeğin işkence ve cinsel saldırısına uğradığını anlatan S. Y.’ye ait.
Mutlu Erbey’e 15 yıl hapis cezası verildi ancak S. Y., Erbey’e verilen cezanın hem yetersiz olduğunu hem de Erbey’e bağlı organize bir suç örgütünün kadınları fuhuşa sürüklendiğine dair elinde belgeler olmasına rağmen bir işlem yapılmadığını söyleyerek yetkililere çağrıda bulundu.
Maruz kaldığı şiddet ve cinsel istismar nedeniyle sürdürdüğü hukuk mücadelesinde binbir zorlukla karşılasan S. Y. ile konuştuk. Milas Emniyeti’nde bir grup polisin ağır şiddetine maruz kalan, evine giren ‘hırsızın’ sadece dava dosyaları, belgeleri çaldığı, savcının elinde bulunan DNA’nın kaybolduğunu söyleyen S. Y., genç kadınların iş görüşmesi adı altında fuhuşa sürüklendiğini vurguladı.
Milas’ta organize suç örgütünün varlığından herkesin haberdar olduğunu dile getiren S. Y, ancak insanların korktuğu ve adalete güvenleri kalmadığı için sessiz kalmayı tercih ettiğini söylüyor ve “Bunların kadın satıcısı olduğunu bütün Milas erkekleri bilir” diye ekliyor. S. Y, çetenin tatil bölgesine çalışmak için giden genç kadınları genelde fuhuşa sürüklendiğini söylüyor. S. Y., Milas’ta kayıp kadın başvurusunun bir hayli fazla olduğuna da dikkat çekti.
‘İŞİN İÇİNDE POLİS, SAVCI, HAKİM, BÜROKRAT VAR’
S. Y., hukuk mücadelesinin ilk günlerinde, “Onlar çok güçlü, baş edemezsin” diyerek vazgeçmesi yönünde ifadeler kullandıklarını belirtti ve hukuk mücadelesi sırasında bu telkinlerin haklılık payı olduğunun ortaya çıktığını söyledi:
“Çünkü bu işin içinde benim yaptığım suç duyurularından da açıkça anlaşıldığı üzere emniyetten polisler, jandarmalar, astsubaylar, çavuşlar, savcı, hakim var. Adını zikretmekten utanmayacağım. AK Parti‘den bakanlar, AK Parti yöneticilerine kadar koruyan, kollayan, çok üstten insanlar var. Yani benim dava dosyam Milas’ta üç kere boşatıldı. Bir insanın DNA’sı bir dosyadan nasıl kaybolabilir? Tırnak DNA’larım defalarca kaybedildiğini söylediler. Koskoca savcının gözetiminde olan bu DNA’lar nasıl uçar? Bizler o zaman kime güvenip bu DNA’ları emanet edeceğiz? Kime güveneceğiz? Ben bu DNA’larımı savcılığa emanet etmeyeceksem kime emanet edeceğim?”
‘POLİSİN İŞKENCESİNE MARUZ KALDIM’
S. Y., Erbey hakkında şikayette bulunmak için gittiği Milas Emniyeti’nde polis memurlarının şikayetini çekmesi için kendisine tehditte bulunduğunu ve bir grup polisin ağır işkencesine maruz kaldığını da vurguladı. Kendisine şiddet uygulayan polis memurları hakkında şikayette bulunduğunu ancak henüz hiçbir işlem yapılmadığını da söyledi. Yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
“Tehdit edildiğime dair kanıt sunmama rağmen hala koruma kararı çıkartamadığım insanlar var. Onlarla ilgili ciddi bir mücadele veriyorum. Bodrum’da evim basıldı. Dava dosyalarım çalındı.”
“Bodrum Emniyetinde altı polis komiser yardımcısı hakkında suç duyurusu yaptım. Dosyalarıma işlem yapmıyorlar. Hiçbir araştırma yapmıyorlar. Dosyalarımı bekletiyorlar. Polisler yetkili isimler, amirler yani kolluk kuvvetleri. Ben iki resmi sivil polisten kapı kapatılmak suretiyle kamera kapatılmak suretiyle ağır bir dayak yedim. Omzumda yeniden kanama oldu hatta. Kan, sargı bezenin dışından çıkınca başka bir polis ‘Kızı öldürecek misiniz? Kolu kanıyor’ dedikten sonra durdular. Bağırışlarım, acı çığlıklarım emniyetin dışındaki birçok insan duymuş. Kimseyi içeri almamışlar. Benim içlerinde dayak yediğim süre boyunca emniyetinin bir odasında oldu bu olay. ‘Şikayetini geri çekeceksin’ dediler bana. Ben de çekmeyeyim. Neden?”
POLİS VE HSY SAVCI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU: SAVCI HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLADI
Dosyasını soruşturmayan savcı hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) suç duyurusunda bulunduğunu ve savcı hakkında soruşturma açtırmayı başardığını belirten S. Y, bunun ardından kendisine yönelik baskıların arttığını söyledi:
“İki kere ifade verdim. Ayrıca Muğla Milas adliyesindeki dört savcı, bir hakim hakkında suç duyurusu yaptım. Adalet Bakanı yazı gönderdi yeni. ‘Bunları kayıt altına aldık. Gereken sorgulamaya başlatacağız’ diye. Ve ben her işlem yaptırdığımda bana daha ağır saldırıyorlar.
“Şunu an bana cezalar yağmış durumda. Para cezaları, bir tane hapis cezası aldım. Ben onların beni tehdit ettiklerine dair delil sunuyorum ama ben ceza alıyorum yine. Yine ben ceza alıyorum, delillerime rağmen. Çünkü görmezden, duymazdan geliyorlar”
‘GENÇ KADINLARI AİLE ÜYELERİNE ZARAR VERMEKLE TEHDİT EDİLİYOR’
23 yaşında genç bir kadının kendisine ulaştığını, ağır işkencelere maruz kaldığını ve yardım istediğini vurgulayan S. Y, genç kadına bir daha ulaşamadığını da anlattı:
“Antalya’da kızı bir yere götürüyorlar. İş yemeği diye çıkarıyorlar. Kız yemekten sonra kendine geldiğinde çırılçıplak vaziyette kan revan içinde buluyor kendini. Ve daha çok aile üyelerine zarar vermekle tehdit ediyorlar. Tıpkı bana yapıldığı gibi. Beni de yeğenlerimi öldürmekle tehdit ettiler. Aileme zarar vermekle tehdit ettiler. Ben de aynı süreçleri yaşadım. Ama benim ailem korkmuyor, ben de korkmuyorum”
‘MERHAMET DEĞİL ADALET BEKLİYORUM’
Milas İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde kendisine şiddet uygulayan 5 polis memuru hakkında suç duyurusunda bulunmasına rağmen dosyada hukukî sürecin işletilmediğini dile getiren S. Y, Bodrum Emniyeti’nde görevli polis memurları hakkında ise koruma kararı çıkartmadıkları için suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
Hukuki sürecin bir an önce başlaması için çağrıda bulunan S. Y., adalet talep ediyor:
“Ben onlardan merhamet istemiyorum. Ben onlardan bana acımalarını istemiyorum. Ben onlardan maddi yardım istemiyorum. Ben onlardan sadece adalet istiyorum. Hakkımı istiyorum.”
